Son günlerde yaşanılan büyük deprem felaketi nedeniyle ülkenin, hepimizin gündemi tamamen bu konuyla ilgili haber ve gelişmelerden oluşuyor. Buna bağlı olarak programladıklarımızı iptal ediyoruz veya erteliyoruz. Ben 6 Şubattan önce Yusufeli Barajı ve Yeni Yusufeli İlçe Merkeziyle ilgili değerlendirmeler yapmak istiyordum. Ancak, bu acı ve ağır gündem nedeniyle yazımı yaklaşık 3 hafta ertenmiş olarak yazabiliyorum. Bununla birlikte, bu ertelemenin yararları da oldu. Yusufeli deneyiminin 6 Şubat Depremine bağlı olası gelişmeler için yorumlanabilmesi imkanı doğdu.
Türkiye’yi dikdörtgen gibi düşünürsek, son yıllarda bu geometrinin iki köşesinde Çoruh üzerinde Yusufeli Barajı ve Dicle üzerinde Ilısu Barajlarının su tutmalarına bağlı gelişmeler yaşandı. Ilısu Barajı daha erken devreye girdi ve tarihi Hasankeyf yerleşmesi sular altında kaldı. Yusufeli İlçe Merkezinin sular altında kalışını da yaklaşık 2 aydır gün ve gün Tv lerden canlı yayınlarla izliyoruz.
Bu bağlamda söz konusu kesimlerde hidroelektrik üretiminin ve barajların klasik sorunları yaşanıyor. Önemli ovalar, tepeler, ormanlar, tarım alanları, yerleşmeler ve orada yaşayanların anıları sulara gömülüyor.
Yusufeli’nde halen pek çok kişi bu su altında kalma sürecini gözyaşlarıyla izliyor. Kadim yerleşmelerin yok olması gerçekten zor. Ve toplumsal pahası yüksek Hasankeyf’te paleolitikten bu yana yerleşilmiş pek çok mağara yok oldu. Artuklulardan kalma çok değerli mimarı eser, köprüler kaybedildi. Yusufeli ise tarihinde 7. kez yer değiştiriyor. Çok zor koşullarda mücadele ederek yerleşmenin bedelini bir kez daha ödüyor Yusufeli halkı. Bu süreçlerde yaşananların Türk Aydınları tarafından bilinmesi gerekiyor, çok taze olması nedeniyle bu yazımda Yusufeli’nde yaşananları gündeme getirdim.
Çoruh Projesi DSİ nin en büyük ve yeni projelerinden bir tanesi. Coğrafi özellikler, kayaç yapısı, akarsuların kısa olmasına karşın yüksek debili olması ve suyun yüksekten düşmesi hidroelektrik kullanımını ideal hale getiriyor.
Ancak, bu zor coğrafya da yaşayanlar da var. Çoruh havzası ağırlık Artvin’de olmak üzere Bayburt ve kısmen de Erzurum İllerini kapsıyor. Bayburt, İspir, Yusufeli, Borçka ve Muratlı Çoruh üzerinde bulunan il ve ilçe merkezleri. DSİ’nin geliştirdiği projede 16 Baraj bulunuyor. Bunlardan 9 adedi işletmeye alınmış veya alınmak üzere, 2 adedi inşaat ve ön inşaat halinde ve kalanları da planlanmış durumda. Kısaca önemli aşamalar kaydedilmiş durumda.
Bu hidrolojik program gerçekleşirken en büyük sorun Yusufeli’nde yaşanıyor. Bu en büyük, alt barajlar için su düzenleyici özelliğe sahip ve Türkiye’nin en yüksek Barajı; çok zor coğrafi koşullara sahip bir kesimde yapılıyor. Su altında kalacak nüfus da en fazla bu kesimde, her şeyden önce bir ilçe merkezi sulara gömülüyor.
Yusufeli ilçesinin 2022 yılı nüfusu tahmini yaklaşık 19 bin kişi (18.854) Önemli bir kısmı ilçe merkezinde yaşıyor. Tahmini 8 bin kişi Yusufeli İlçe merkezinde yerleşmiş durumda, kırsal kesimde yaşayanların oranı Türkiye ortalamasının üzerinde.
Yusufeli ilçesi beklendiği gibi az da olsa nüfus kaybediyor. İlçe merkezinin kendi kırsalından görece nüfus aldığı söylenebilmektedir. Yusufeli Barajının yapılacağı ve ilçe merkezinin taşınacağı yaklaşık 30 yıldır yerel gündemi oluşturuyor. Bunun ilçe halkında yarattığı psikolojik baskıyı, ekonomik, toplumsal ve demografik durgunluğu tahmin etmek zor olmasa gerek. Yusufeli halkı yörede sakinliği, sahip olduğu yüksek eğitim oranı ve kültürel donanımlarıyla da tanınmaktadır. Baraj nedeniyle ilçe merkezinin naklini de olgunlukla kabul etmişlerdir. Yıllar içinde pek çok Yusufelili memleketlerini terk ederek İstanbul, İzmir ve Bursa, kısmen de Samsun, Trabzon ve Erzurum’a göç etmişlerdir.
Bu satırların yazarı Yusufeli ve Hasankeyf Yeni İlçe Merkezleri Planlarının yapımcısıdır. Bu yazıyı da; yaklaşık 15 yıldır yeni yerleşmeler planlaması, iskan, kamulaştırma ve yeniden kazanım konularındaki edinimlerini aktarmak için yazmaktadır. Bu deneyimin yaşanan büyük deprem nedeniyle, zorunlu olarak gündeme gelecek olan yeni yerleşmeler ve iskan süreçlerinde değerlendirilebileceğini düşünmektedir.
Yusufeli yeni ilçe merkezi planlamasında ilk önemli ve yönlendirici karar alma süreci, hak sahiplerinin nasıl bir yerleşim alternatifini tercih edecekleri noktasında yaşanmıştır. Örneğin, Yusufeli halkına; devlet eliyle konut yapılması ve hak sahiplerinin yerleştirilmesi veya hak sahiplerine bedel ödenerek kaybın tazmin edilmesi, ya da yeni konutların olanaklı ise kırsal kesimde yapılması seçeneklerinden hangisini tercih ettikleri sorulmuştur.
Tercihlerin alınması politik süreçlere de açık biçimde uzun bir zaman diliminde gerçekleştirilmiştir. Sonuçta; dönemin başbakanı ile aslen Yusufelili olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bir akşamüstü, alaca karanlıkta arazi seçimini helikopterden yaparak, Yansıtıcılar Mevkiini yeni yerleşme alanı olarak belirlemişlerdir. Bu alan, daha sonra yasal gerekler uyarınca TBMM den geçen bir kanunla da Yeni Yusufeli İlçe Merkezi olarak kabul edilmiş ve yer seçimi yasallaşmıştır.
Seçilen alanın tek olumlu özelliği eski yerleşmeye yakın olması ve kuş bakışı görmesidir. Ancak alan, topoğrafı olarak yerleşime uygun değildir. Ortalama eğim % 50’nin üzerindedir ve yer yer % 70 lere varmaktadır. Konut ve altyapı, çok yüksek maliyetlerle yapılabilmektedir. Öyle ki, alanı inşaata hazır hale getirmek için yapılan harcamalar, bazı yerlerde konut ve sosyal donatı yatırımlarını geçmiştir. Pek çok yükselti ve yamaç, vadi duvarı ve tepe patlayıcılarla yok edilmiş, kayaçlardan oluşan topoğrafya tamamen değiştirilmiştir.
.
Yusufeli tarım toprağı çok kıt olan ilçedir. Çoruh ve Barhal ırmaklarının vadilerindeki çok kısıtlı kesimde tarım ve kısmen hayvancılık yapılabilmektedir. Tarla tarımı yoktur, vadilerde ve kısmen taraçalarda sırtta taşınan toprakla elde edilen ufak bağ bahçelerde, sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Ev ekonomisi amaçlı aile tarımı yapılmaktadır. Ancak, bu alanların da 9 bin 430 dekarlık kısmı sulara gömülecektir.
Yeniden Yerleşim İskan Kapsamında Yusufeli’nde Neler Oldu?
Yusufeli İlçe merkezinin 2022 yılı nüfusunun yaklaşık 8 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Buna karşılık Yeni İlçe merkezinde 2 700 konut yapılıyor. Ortalama aile büyüklüğü 3.23 kişi varsayılırsa, yeni ilçe merkezinin 8.721 kişiye hizmet edeceği söylenebilir. Bu durumda, kentsel iskanda sayısal bir sorun olmadığı, kırsal kesimde yaşayan bazı hanelerin de iskan için ilçe merkezini tercih etmiş olabileceği söylenebilir. Köylerde de 500 yeni konutun inşa edildiğini de ayrıca belirtmek gerekmektedir. Böylece konut sayısı 3.200’e ve nüfus taşıma kapasitesi de yaklaşık 10.336 kişiye ulaşmaktadır. Bu durumda; Yusufeli’nde nüfusun yaklaşık % 55’i yerinden olmakta ve iskan edilmektedir. Bu oran da çok büyüktür ve işin hacmini göstermektedir.
Konut değil ama işyerlerinin hem sayısında, hem bitirilme ve teslimat sürecinde sorunlar yaşandığı medya ve sosyal medyadan anlaşılmaktadır. Özellikle K. Sanayi işyerlerinin yapımına çok geç başlandığı, geç teslim edileceği hak sahiplerince ifade edilmektedir.
Ayrıca dikkat çeken özellik, İlçe merkezinde son yıllarda 7-8 katlı apartmanların yaygınlaşmasıdır. 2-3 yıl içinde su altında kalacağı bilinen bir yerde, çok katlı binalar neden yapılır? Hangi amaçla bu kadar çok yeni konut birimi inşa edilmiştir. Bunun arkasındaki politik, ekonomik ve psikolojik gerekçeler araştırılmalı, varsa bundan çıkar sağlayanlar bilinmeli ve dersler çıkarılmalıdır.
İkinci önemli husus en fazla en fazla 20 bin kişiye ulaşması beklenen bir ilçe için yapılan devasa altyapı yatırımlarıdır. İlçenin topoğrafik yapısı nedeniyle ana ulaşım akslarında çok sayıda tünel ve viyadük yer almaktadır. Çoruh projesi kapsamında Baraj çevresinde açılan yollardaki tünellerin uzunluğu 56 km’yi bulmaktadır. Köprü ve viyadük adedi ise 19’dur. Sayılar çok ağır bir yatırımı işaret etmektedir. Yusufeli, kişi başına düşen yol yatırımı açısından muhtemelen Türkiye’nin en yüksek değere sahip ilçesidir.
Yusufeli İskan Deneyiminin Düşündürdükleri ve Bazı Eleştiriler
Yusufeli Barajı, bir dizi barajdan oluşan havza bazında bir hidroelektrik üretim projesinin en büyük ve iddialara göre vazgeçilemez halkasıdır. O nedenle yapılması zorunludur ancak boyutları tartışmaya açılabilir. Çok zor bir coğrafyada bu denli arazi işi yoğun bir program yerine alternatifler aranabilir miydi?
Bu sorunun yanıtı kanımca evettir. Çünkü Yeni Yusufeli’nin yeri tartışmalıdır. Daha önce şehir plancıları tarafından geliştirilen alternatifler içinde yüksek tercih skoru almamasına rağmen, yeni Yusufeli’nin kurulduğu alan politik endişelerle seçilmiştir. Bu çok pahalı bir çözüm olmuştur. “Ama halk burayı istiyor..” gibi popülist motifler yer seçimde ön plana çıkmıştır. Ancak, Yusufeli sakinlerinin büyük çoğunluğu seçim aşamasında bu alanı görmemiştir bile.
Burasının ilk tesis yatırımları kadar işletme maliyetleri de yüksek olacaktır. Bu pahayı bizzat Yusufeli sakinleri uzun yıllar ödeyecektir.