FİNTECH UYGULAMALARI
Günümüzde gerek Fintech olgusu ve gerekse de BİT sayesinde finans sektöründe çevrim içi yapılan işlem sayısı ve çeşidi her geçen gün hızla artmaktadır. Belki de çok yakın bir gelecekte insanoğlu hiçbir işlemi fiziki olarak yapmayacak. Örneğin Allied Market Research adlı bir araştırma şirketine göre tüm dünyadaki mobil ödemelerin hacmi 2023’te 4,3 trilyon dolara ulaşacağı öngörülmekte.
Banka gibi fiziki anlamda bir aracı kuruma gerek kalmadan çok sayıda finans işlemi parmak izi / göz / yüz tanıma gibi çeşitli biyolojik ve siber güvenlik yöntemleriyle üst seviyede güvenli bir şekilde yapılabilmektedir. Örneğin kriptoloji sayesinde güvenli para transferi yapılabilmekte, sohbet botları ile her türlü müşteri desteği sağlanabilmekte, blokzincir sayesinde notere gerek kalmadan taraflar arasında sözleşme (Akıllı Sözleşme) yapılabilmekte, yapay zeka desteğiyle de portföy yönetimi ve her türlü sigorta ve borsa işlemi yapılabilmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Aslında tüm bu öncül BİT’ler, Fintech’lerin finans dünyasına kattığı yeniliklerdir.
Fintech şirketlerinin, günümüzde özellikle yapay zeka, büyük veri, blokzincir ve robotik süreç otomasyonu (Robotic Process Automation – RPA) dahil olmak üzere çeşitli teknolojileri nasıl ve hangi alanlarda kullandığına ve sonuçta bankacılık sektörünü nasıl derinden etkileyip değiştirdiğine, nasıl ve hangi yönde yenilikçi ürün ve hizmetlerin sunulmasına olanak sağladığına kısaca bakalım.
1) Blokzincir ve Kripto Para
Kullanıcıların, bir merkeze bağlı olmaksızın ağ içerisinde çok hızlı bir şekilde işlem başlatıp onaylayabildikleri çevrim içi sayısal bir defter düşünün. Bu sayısal defter, DLT (Distributed Ledger Technology – Dağıtık Defter Teknolojisi) olarak adlandırılmaktadır. Blokzincir ise, kullanıcıların kripto para aracılığıyla yapılan her işlemi kaydetmelerini sağlayan elektronik defterin teknik altyapısını oluşturur. Merkezi olmayan bir blokzincir sistemindeki her kullanıcı, gereksinim duyduğu her türlü finansal bilgiye zaman ve mekandan bağımsız olarak her an ve çok hızlı bir şekilde ulaşabilir.
Kripto para, her ne kadar başlı başına farklı bir teknoloji olsa da temelinde blokzincir teknolojisi yatmaktadır. Kripto para, bilinen kağıt ve bozuk para gibi fiziksel olarak var olmayan, sadece sayısal olarak var olan bir para birimidir. Blokzincir, kullanıcıların kripto para ile yapılan her işlemi anlık olarak takip etmelerini sağlar. Yani yapılan her işlem, DLT’de kaydedilir. Blokzincir teknolojisi sayesinde banka gibi herhangi bir aracı kuruma gerek kalmadan gerçek ve tüzel kişiler, işte bu blokzincir tabanlı DLT teknolojisi sayesinde birbirlerine para aktarabilmektedir.
Bu açıdan blokzincir teknolojisi, sadece finans sektöründe değil, tedarik zinciri, eğitim, güvenlik gibi birçok alanda köklü bir devrim yaratabilecek bir teknolojidir. Örneğin Fransız Woleet şirketi, dolandırıcılığın önüne geçmek isteyen eczacılık şirketlerine blokzincir hizmeti sunmaktadır.
Dahası günümüzde bankalar, gelecekte startup denilen girişimci ve ARGE şirketlerine karşı gelir kaybı yaşamamak için şimdiden blokzincir teknolojisine yatırım yapmakta. Çünkü bu teknolojinin yakın gelecekte finans sektöründeki arz ve talep yapısında çok köklü değişimlere yol açacaktır ve zaten şimdiden açmaya başladı bile.
Özetlemek gerekirse blokzincir teknolojisinin; başta müşteri ilişkileri yöneticileri ve varlık yönetimi danışmanları olmak üzere, finans ve hisse analistlerine olan talebi derinden etkileyerek onlara olan gereksinimi azaltacağı hatta ortadan kaldıracağı, teknik standartlarda uyumluluk, regülasyon ve finans politikaları uzmanlarının yanı sıra muhasebe ve vergi uzmanlarına yönelik ihtiyacı da aynı şekilde derinden etkileyecektir.
2) Akıllı Sözleşmeler
Blokzincir teknolojisinin günümüzde kullanıldığı en önemli alanlardan birisi de, Akıllı Sözleşmeler’dir. Blokzincir tabanlı Akıllı Sözleşmeler’de, noter gibi herhangi bir aracıya gerek duyulmadan taraflar arasındaki işlem ve anlaşmaların güvenli ve güvenilir bir şekilde yapılmasına olanak sağlanmaktadır.
Blokzincir tabanlı Akıllı Sözleşmeler’de geriye dönük hiçbir değişiklik yapılamadığından dolandırıcılık ya da sözleşme koşullarına uymama gibi sorunlar da kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Akıllı Sözleşmeler, asal sayı tabanlı RSA algoritmalı, Hash özetleme algoritmalı, zaman damgalı, PKI temelli özel yazılımlar olup, günümüzün e-ticaret ve m-ticaretinin kısacası geleceğin ticaret anlayışının ve uygulamalarının tamamen ve çok köklü değişim geçireceği en önemli basamağını oluşturmaktadır.
Bu açıdan Ülkemizin geleceği için de son derece önemli bir konu olup, çok yakından izlenmesi ve gerekli teknik, idari ve yasal önlemlerin ivedilikle alınması gerekir. Yer ve zaman darlığından dolayı, çok ayrıntılı bir konu olan Akıllı Sözleşmeler konusunun ayrı bir yazıda ele alınmasının daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
3) Taraflar Arasında Kredi ve Para Transferi
Bazı Fintech uygulamaları ya Türkiye’de çok yaygın değildir ya da izin verilmemektedir. Örneğin P2P (Peer-to-Peer / Eşler Arası) gibi bireyler arası ödemelere BDDK ve TCMB tarafından izin verilmemektedir.
İki ya da daha fazla istemci (client) arasında veri paylaşmak için kullanılan bir ağ protokolü olan P2P teknolojisi sayesinde taraflar arasında para alış verişi yapılabilmektedir.
Mevzuattan tüketici davranışına, yeterli teknik altyapıdan toplumsal kültüre kadar değişen birçok nedenlerden dolayı, Fintech olgusunun finans sektörüne sağladığı olanakların bazıları Ülkemizde ya hiç kullanılamamakta ya da potansiyelin altında kalmıştır. Yeni kuşak sayısal bankalar, çevrim içi kredi platformları, P2P kredi alış-verişi ve sayısal sigorta gibi alanlar genelde bu türden sayılabilir.
Kısaca P2P olarak da tanımlanan kredi şirketleri, kredi verenleri doğrudan başvuru sahipleriyle eşleştirebilmektedir. Bu tür hizmetleri sunan P2P şirketleri, tamamen çevrim içi çalışmaktadır. Dolayısıyla bina ve personel gibi masraflar olmadığından bu tür şirketler, rakipleri olan geleneksel şirketlere göre aynı işlemi çok daha düşük masrafla yapabilmektedir. Cambridge Alternatif Finans Merkezi’nin yaptığı bir araştırmaya göre AB üyesi ülkelerde P2P kredi işlemleri için pazar payı en büyük olan ülkeler sırasıyla Fransa, Almanya, Hollanda, Finlandiya, İspanya, Belçika ve İtalya’dır.
4) Mobil Cüzdanlar (e-cüzdan, m-cüzdan)
Mobil cüzdan ve ödeme uygulamaları, en yaygın Fintech türlerindendir. PayPal, Venmo, Apple Pay ve Google Pay gibi uygulamalar, kullanıcıların birbirine para göndermesine ve perakendecilerin müşteri ödemelerini alabilmesine olanak tanır.
Bankacılık sektörü, günümüzde artık çevrim içi işlemlerden ziyade mobil işlemlere doğru yönelmektedir. Intelling firmasının bir araştırmasına göre Avrupa Birliği’nde mobil cüzdan işlemlerinin önümüzdeki 4 yıl içinde %60 oranında artacağı öngörülmekte. İsveç’in mobil ödemeler sistemi olan Swish, İskandinav ülkelerindeki tüm büyük bankalar tarafından kullanılmakta. Kwixo ve Buyster gibi startup niteliğindeki girişimci ve ARGE firmaları, Fransa’da müşterilerine benzer hizmetleri sunmakta. Mobil cüzdanın geleceğini oldukça parlak gören Apple, Google ve Samsung gibi şirketler de bu teknolojiye büyük yatırımlar yapıyor.
E-cüzdan’ların çok hızlı bir şekilde büyümesi, Fintech tabanlı finansal hizmetlerinin yükselişinin bir başka göstergesidir. Samsung Pay, PayPal, Android Pay ve Apple Pay; dünyanın en büyük e-cüzdan şirketlerinden bazılarıdır. Bu e-cüzdanlar, P2P ödemeleri, faturalar, uluslararası havaleler, rezervasyon biletleri ve daha pek çok amaç için kullanılabilir.
5) Yapay Zeka Destekli Portföy Yönetimi
Fintech şirketleri, portföy yönetiminde başta yapay zeka olmak üzere makine öğrenmesi ve derin öğrenme gibi çeşitli BİT’lerden geniş ölçüde yararlanmaktadır. Bu teknolojileri çok yoğun olarak kullanan Fintech’ler, müşteri harcama alışkanlıklarına ilişkin geleceğe yönelik öngörüde bulunarak finansal kurumların daha iyi stratejiler geliştirmesine olanak sağlar, çok büyük miktarda veri toplayıp daha sonra bunları karmaşık algoritmalarla analiz ederek geleceğe yönelik eğilimleri ve olası riskleri önceden tespit edebilir, pazarın gelecekteki gidişatı konusunda çeşitli öngörülerde bulunabilirler.
Günümüzde finans, borsa, sigorta ve bankacılık hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelen yapay zeka, derin öğrenme ve makine öğrenmesi gibi çeşitli BİT’ler sayesinde dolandırıcılıklar herhangi bir finans uzmanına göre çok daha çabuk öngörülüp önlenebilmektedir. Örneğin Ülkemizde mobil iletişim sektöründeki dolandırıcılığın önlenmesi ve hatta önceden öngörüsünün yapılabilmesi için büyük ölçüde yapay zeka temelli algoritmalardan yararlanılmaktadır.
Siber saldırının ya da herhangi bir dolandırıcılık işleminin tespiti için bankaların kullandığı yazılım, önceden belirlenmiş eşik seviyeleri aşıldığında çeşitli uyarılar üretir. Saldırının / dolandırıcılığın gerçek mi yoksa sahte mi olduğu, gerçek kişinin alınan bu uyarılar üzerinde yapacağı analiz sonucu belirlenir. Ancak, gün geçtikçe saldırılar / dolandırıcılıklar çok daha karmaşık hale geldiğinden, zamanla saldırıların / dolandırıcılıkların tespiti zorlaşmaktaysa da, bu alanda Fintech’ler de boş durmayıp karşı önlem almaya, çeşitli sistem ve yazılımları geliştirmeye çalışmaktadır.
McKinsey’in bir raporuna göre, makine öğrenmesine dayalı istatistiksel modelleme, veri toplama platformu ve süreç otomasyonunun uygulanması, sadece yeni işlev ve öngörüleri gündeme getirmekle kalmayıp, AML (Anti-Money Loundering – Kara Para Aklama Önlemesi) işlemlerini çok daha etkin ve verimli hale getirebilmektedir. Örneğin, veri toplama platformları, verileri hesaplayabilir ve yapılandırılmamış işlemler sayesinde müşteri eğilimlerinin her açıdan çok boyutlu ve anlık analiz edilmesine olanak sağlar. Bu olanak, işlemlerin çok daha hızlı doğrulanmasına da yardımcı olur. Ayrıca bankalar, makine öğrenmesi tabanlı algoritmalar sayesinde bir dolandırıcılık ya da siber saldırı modellerini tahmin etmek ve anında tespit etmek için geçmiş verilerden de yararlanabilir.
6) Müşteri Hizmetleri / Çağrı Merkezi Sohbet Robotları (Chatbot’lar, Robot-uzmanlar)
Fintech şirketlerinin, müşteri hizmetlerine ve çağrı merkezlerine özgü geliştirdikleri sohbet robotları oldukça popüler hale geldi. Sohbet robotları, sadece bankacılık sektöründe değil, hemen hemen tüm büyük kurumsal firmaların, kamu kurum ve kuruluşların, Bakanlıkların vb çağrı merkezlerinde çok yaygın bir şekilde kullanılmakta. Örneğin bankaların müşterilerine daha iyi hizmet verebilmesi için kullanılan yapay zeka tabanlı özel bir uygulama yazılımı olan bu sohbet robotları, günümüzün geleneksel çağrı merkezlerine göre çok daha fazla oranda müşteri memnuniyetinin sağlanmasına yardımcı olmaktadır.
Sohbet robotları, çağrı merkezini arayan tüm müşterilerle yapılan görüşmelerden topladığı verileri inceleyerek sürekli öğrenen, kendisini sürekli yenileyen makine / derin öğrenme tabanlı ve doğal dil işleme özelliğini kullanan özel yazılımlardır. Sorgu işleme ve müşterileri gerekli birimlere yönlendirme gibi müşteri hizmetlerini kolaylaştırdığı için oldukça önemli ve işlevselliği yüksek olan öncül bir teknolojidir.
Sohbet robotları, her geçen yıl geliştikçe çok daha fazla ve çeşitli alanda hizmet sunabilir hale gelmekte. Örneğin borsada hisse senedi alım / satım işlemlerinde tıpkı gerçek bir borsa uzmanı gibi bireysel ve kurumsal müşterilere geleceğe yönelik yatırım önerilerinde bulunabilmektedir. Benzer şekilde, Japonya’nın önde gelen bir bankası tarafından kullanılan sohbet robotları, müşterilerin internet sitelerinde arayıp da bulamadıkları bilgileri çok kısa sürede bulmalarına yardımcı olmaktadır.
Sohbet robotları, sadece maliyeti düşürüp müşteri memnuniyetini artırmakla kalmaz, aynı zamanda çağrı merkezi yöneticilerinin katma değere odaklanmasına olanak sağlar. Bu yüzden sadece bankaların değil, tüm büyük kurumsal firmaların artık ayrılmaz bir parçası durumuna gelmiştir.
Dahası yapay zeka / derin öğrenme tabanlı robot-uzmanlar, tıpkı gerçek bir kişi gibi hisse senedi ve tahvilleri, bireysel ya da kurumsal müşteriler adına yöneten bir çeşit otomatik yatırım hizmeti de verebilmektedir. Bu işi, bir müşteri ilişkileri yöneticisi ya da varlık yöneticisinin alacağı ücretten çok daha az bir masraf karşılığında, üstelik zaman ve mekandan bağımsız olarak 7/24 yapabilmektedir. Bu masraf, elektrik, yazılım, bilgisayar, fiber ağı gibi kalemlerden oluşmaktadır.
KPMG’nin bir süre önce açıkladığı rapora göre, robot-uzman platformlarının 2020 yılında 2 trilyon Avro değerinde varlık yönettiği tahmin edilmekte. Almanya ve Avusturya’daki Scalable, İsviçre’deki Truewealth, Fransa’daki Yomoni ve Belçika’daki Easyvest gibi pek çok Avrupa şirketi bu tür hizmetleri şimdiden sunmaya başladı bile.
Aynı rapora göre bir başka tespit ise oldukça ilginç. Özel bir bankada gerçek kişi olan müşteri temsilcisi; bankaya yeni müşteri kazanımına yönelik olarak müşteri ziyareti, akşam yemekleri gibi bazı harcamalar yapar. Bir robot-uzman ise, aynı işi 7/24 aralıksız çalışarak neredeyse SIFIR maliyetle yapabilir ve üstelik herhangi bir duygusal ya da yersiz önyargı riski de yoktur.
Bu sektörün büyümesiyle birlikte yakın gelecekte yeni istihdam alanlarının da ortaya çıkacağı öngörülmekte. Örneğin mobil ön ofis ve arka ofis geliştiricileri, müşteri davranışı araştırma uzmanlarına yönelik özel yazılım mühendisleri ile siber güvenlik uzmanlarına olan gereksinimin ciddi oranda artacağına hiç kuşku yok
7) Sayısal / Mobil Bankacılık ve Neo-Bankalar
Sayısal / mobil bankacılık, Fintech’in en yaygın uygulamalarından birisidir. Akıllı telefon kullanımındaki artış, bankaları müşteri odaklı özel bankacılık hizmetlerinin sunulabileceği mobil uygulamaları geliştirmeye zorladı. Fintech şirketleri de doğal olarak bu gereksinimin karşılanması için bankalara çeşitli teknik çözümleri sundular. Nitekim günümüzde artık bankaların hepsinin kullanıcı dostu arayüze sahip bir mobil uygulaması bulunmaktadır. Fintech şirketlerinin bankalara sağladığı teknik altyapı sayesinde banka müşterileri, mobil bankacılık uygulamalarından yararlanarak istediği fona hızlı erişim sağlayabilmekte, fatura ödemesi, çek depozitosu, hesap bakiyesi ve hesap özeti gibi çeşitli bankacılık işlemlerini çok rahat ve kolay bir şekilde gerçekleştirebilmektedir.
Fintech’lerin sunduğu ürün ve hizmetler sayesinde geleneksel bankacılık uygulama ve anlayışı hızla değişmekte, bankalar giderek daha fazla insansız bankacılık işlemlerine doğru yönelmekte, bankacılık işlemlerinin çoğu artık çevrimiçi ve mobil uygulamalar aracılığıyla yapılmaktadır. Fintech şirketlerinin bankalara sunduğu bu teknik altyapı ve kolaylık sayesinde sadece AB üyesi ülkelerde 2020 yılı sonu itibariyle yaklaşık 9100 banka şubesi kapatılmıştır.
Fintech şirketlerinin bir başka uygulaması da neo-bankalar’dır. Neo-banka’lar, fiziksel hiçbir şubesi olmayan küçük bankalar olup, sadece çevrimiçi çalışırlar. Kısacası, sayısal / mobil bankacılığın uzun vadede geleceği en son nokta neo-bankalar olacaktır yani ortada hiçbir fiziki banka ve banka personeli olmayacaktır. Fiziki hiçbir bina, şube ve banka personeli bulunmadığından, sabit giderler de olmadığından teknik altyapı harcamaları dışında banka işletim masrafları neredeyse sıfırdır. Bu nedenle neo-bankalar, tasarruf hesaplarında geleneksel bankalardan çok daha iyi faiz verebilirler.
8) BİT Yoğun Sigortacılık Hizmetleri (Insurtech)
Bankacılıkta olduğu gibi sigorta şirketleri de çağın teknolojik olanaklarından yararlanarak müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarabilmek için Fintech şirketlerinden ARGE ve BİT gibi çeşitli konularda hizmet satın almaktadırlar. Bankacılık ve hisse senedi piyasasında olduğu gibi sigortacılık alanında da yapay zeka gibi çeşitli BİT’lerden geniş ölçüde yararlanılmakta ve dolayısıyla Fintech’ler sayesinde geleneksel sigortacılık hizmetleri de artık yavaş yavaş ortadan kalkmakta, tamamen yenilenmektedir. Örneğin bireysel ve kurumsal müşterilerin her birinin isteğine özel sigortacılık hizmetleri geliştirilebilmektedir.
9) Büyük Veri
Fintech şirketleri, yeni strateji ve planlar oluşturmak, müşteri harcama alışkanlıklarını analiz etmek, dolandırıcılık tespitini iyileştirmek, ileriye dönük çeşitli öngörülerde bulunmak, pazarlama stratejileri oluşturmak, müşteri yatırımlarını ve pazar değişikliklerini tahmin etmek gibi finans sektörünün gereksinim duyduğu çeşitli alanlarda çoğunlukla Büyük Veri teknolojisinden yararlanmaktadır.
10) Temassız Ödeme
Temassız ödeme teknolojisi, Fintech şirketlerinin finans sektörüne sunduğu yeniliklerden birisi olup, özellikle Covid-19 salgını ile beraber kullanım oranı hızla artmıştır. Bir Fintech teknolojisi olan temassız ödeme sayesinde, ödeme yapılacak kart ile POS cihazı arasında temas olmadan ödeme yapılabilmektedir. Burada NFC (Near Field Communication – Yakın Alan İletişimi) ve IoT (Internet of Things – Nesnelerin Ağı) gibi çeşitli BİT teknolojileri kullanılmaktadır.
11) Akıllı Yonga Teknolojisi
Akıllı yongalı ATM kartları, yongaya gömülü olan EMV (Europay, MasterCard, Visa) standardı ve teknolojisi, çağımızın finans alanındaki önemli teknolojik gelişmelerinden birisidir. Bu teknolojide, her işlem için tek seferlik bir şifre üretilir ve kullanılır. Kod yalnızca bir işlem için geçerli olduğundan güvenlik seviyesi de doğal olarak artmaktadır.
12) Biyometrik Algılayıcılar
Fintech’lerin bankacılık sektörüne getirdiği en önemli yeniliklerden birisi de biyometrik algılayıcılardır. Gözdeki iris tarayıcıları ile birlikte biyometrik algılayıcılar, ATM’lerde kişilere sunulan oldukça yeni teknolojik bir gelişmedir. Üstelik bu sayede plastik kart taşıma zorunluluğu ortadan kalkacağı için PIN kodunu unutma derdi de son bulmakta. Sonuçta bu gelişme sayesinde ATM’lerin her zamankinden çok daha güvenli hale geleceği söylenebilir. Yakın gelecekte gözdeki iris tabakasının taranmasına ek olarak parmak izi, ses / yüz tanıma ve avuç içi algılayıcılarının da sisteme dahil edilmesi sözkonusudur. Zaten bu tür uygulamalar bazı ülkelerde şimdiden başladı bile.
13) Kitle Fonlaması
Fintech’lerin en önemli gelişme gösterdiği alanlardan birisi de şüphesiz kitle fonlamasıdır. Kickstarter ve GoFundMe gibi kitle fonlama siteleri, kişilerin işletmelere, ürünlere ve bireylere çok daha rahat, esnek, hızlı, güvenli ve güvenilir yatırım yapmasına olanak vermektedir.
14) Hisse Senedi Alım Satım Uygulamaları
Robinhood ve Acorns gibi hisse senedi alım satım uygulamaları, Fintech’in en iyi bilinen ve en yaratıcı örnekleri arasında sayılabilir. Bireysel ve kurumsal yatırımcılar, mobil cihazlara yüklenmiş özel yazılımlar kullanarak geleneksel uygulamalara oranla çok daha yenilikçi ve istedikleri şekilde hisse senedi alım satım işlemlerini yapabilirler.
15) Bütçeleme
Mali durumu takip etmek herkes için önemlidir ancak yeni teknolojiler devreye girmeden önce pek çok kişinin yararlanabildiği bir uygulama değildi. Geçmişte kişilerin kendi bütçelerini oluşturabilmeleri için çek ve banka hesap özetlerini ayrı ayrı toplaması ve bir dizi elektronik tablolarla uğraşması gerekiyordu. Mint ve TruBill gibi Fintech hizmetleri, kişilerin gelirlerini, aylık ödemelerini, giderlerini ve çok daha başka işlemleri mobil cihazlarıyla gerçekleştirmesine olanak sağlamakta ve daha da önemlisi kişinin isteğine göre yeniden tasarlanabilmektedir.
16) Kredi Raporlama ve İzleme
Herhangi bir iş yapmadan önce, ev ya da araba almadan önce vb kredi puanının bilinmesi ve yakından izlenmesi önemlidir. Bu yüzden bazı Fintech uygulamaları, tüketicilerin aylık güncellemelerle kredi puanlarını yakından takip etmelerine olanak tanır. Böylece kişilerin kendi kredi notunu düzenli olarak takip edebilmesine olanak sağlanmakta.
FINTECH UYGULAMALARINDA YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR
Yukarıdaki bölümde Fintech şirketlerinin finans sektörüne yönelik olarak özellikle ve çok yoğun bir şekilde gelişme gösterdiği ana kullanım alanlarından sadece 16 tanesine çok kısaca yer verilmiş olup, aslında bunların her birisinin ayrı ayrı incelenmesi gerektiğine dikkat edilmelidir. Dolayısıyla burada sade okuyucuya çok yüzeysel de olsa giriş mahiyetinde özet bilgi verilmeye çalışılmıştır.
Şimdi de Fintech’lerin gerçek ve tüzel kişilere geleneksel sistemlere göre sunduğu yenilikçi olanaklara temel kurgusal yapı anlamında kısaca göz atalım.
1) İşlem Kolaylığı ve Hız
Fintech’ler tüm çözümlerini kullanıcılara sayısal ortamda sunduğu için doğal olarak kullanıcıların hayatına kolaylık ve hız katmakta. Örneğin bankacılık sektöründe, bir gerçek ya da tüzel kişinin kısa vadeli bir krediye veya avans kredisine olan gereksinimi Fintech şirketlerinin sunduğu teknolojik altyapı sayesinde daha kolay ve hızlı bir şekilde karşılanabilmektedir. Kolayca çevrimiçi olarak birçok kredi kaynağına aynı anda ulaşılabilir, aralarında karşılaştırma yapılabilir. Geleneksel şube bankacılığı, bu kolaylığı müşterisine sunamaz.
2) Fiyat Üstünlüğü ve Verimlilik
Fintech’lerin sunduğu teknik olanaklar sayesinde şube ağı ve benzeri fiziksel yapılar için harcama yapılmasına gerek olmadığından BİT yoğun yenilikçi finans sektörü, geleneksel finansal sektörünün sunduğu hizmetlere göre fiyat üstünlüğüne sahiptir. Ayrıca Fintech’lerin sağladığı otomasyon, insan kaynaklı hataları en aza indirerek verimlilik artışı sağlar. Sonuçta en üst seviyede verimlilik ve hizmet kalitesi sağlanır. Bir Fintech şirketi sağladığı hız, düşük maliyet ve verimlilik sayesinde işletmelerde rakiplerine göre ciddi farklar yaratabilmektedir.
3) Daha Fazla Hizmet Seçeneği
Fintech’ler, geleneksel sistemlere göre kullanıcılara zaman ve mekandan bağımsız hizmet sunabilmekte ve üstelik sunulabilen hizmet çeşidi de her geçen yıl BİT’lerdeki gelişmeye bağlı olarak hızla artmakta. Dahası banka hesabı olmayanlar için Fintech’ler, bankaya ihtiyaç duymadan finansal hizmetlerden yararlanabilmeleri için esnek bir seçenek de sunabilmektedir. Bunun için de, kişilere kullanımı kolay arayüz aracılığıyla finans dünyasına doğrudan erişebilmeleri sağlanabilmektedir. Fintech’lerin kullanımına olanak sağladığı en önemli olgulardan birisi de mobil ödeme olup, mobil cihazların insan hayatını neredeyse tümüyle etkilediği çağımızda, ödemeler de mobil yolla yapılabilir hale geldi. Bu sayede müşteriler, akıllı cep telefonları aracılığıyla zaman ve mekandan tamamen bağımsız olarak 7/24 alışveriş yapabilir, faturalarını ödeyebilir hale gelmiştir.
4) Kişiye Özel Uygulama ve Deneyim
Fintech’lerin geliştirdiği teknolojik altyapı, finans sektörünün bireysel ve kurumsal müşterileri hakkında çeşitli kanallar aracılığıyla daha fazla bilgi toplamasına ve bu bilgileri etkili bir şekilde kullanabilmesine olanak sağlar. Kısacası Fintech şirketleri, bireysel ve kurumsal müşterilerinin her birinin isteğine özel çözümler geliştirebilmektedir.
5) Daha İsabetli Karar Süreçleri ve Analiz
Yapay zeka tabanlı ve veri odaklı çalışan Fintech’ler, müşterilerinin geleceğe yönelik çok daha doğru karar vermelerine yardımcı olmakta ve karar süreçleri çok daha kolay bir şekilde sonuçlanabilmektedir. Günümüzde bu karar alma sürecinde yapay zekalı robotların kullanımı her geçen gün artmaktadır. Fintech teknolojisi, süreçlerin analizini çok daha ayrıntılı bilgi ve verilerle geliştirerek finans sektörü paydaşlarının geleneksel rakiplerine göre rekabet gücünü artırır.
6) Dolandırıcılık (Fraud) Önleme Sistemleri ve Güvenlik
Dolandırıcılık işlemlerinin tespiti, yapay zekanın gelişimiyle birlikte çok daha kolay bir şekilde yapılabilmekte ve olası gelir kayıplarının önüne geçilebilmektedir. Örneğin bir Türk Fintech şirketi olan İyzico tarafından geliştirilen yapay zeka tabanlı dolandırıcılık önleme sistemi Frauctive, günümüzde bazı şirketlerde kullanılmaktadır. Dahası Fintech şirketleri, geliştirdiği öncül BİT’ler sayesinde geleneksel bankacılık, sigorta ve finans sektörünün kendi müşterilerini dolandırıcılık faaliyetlerinden korumak için sağlayamadığı ek güvenlik önlemlerini de sunabilmektedir.
7) Açık Bankacılık
Fintech şirketlerinin bankacılık sektörüne ve kişilere sunduğu en önemli olanaklardan birisi de açık bankacılıktır. Bir kişinin, farklı bankalarda bulunan tüm hesaplarını tek bir ekranda ve hepsini aynı anda görebilmesine olanak sağlayan bir teknolojidir. Örneğin bir kişinin 5 ayrı bankada hesabı varsa, her bir hesabı için şifre yazıp banka hesaplarına ayrı ayrı girmesine gerek yoktur.
Açık bankacılık, en basit anlatımı ile üçüncü kişi hizmet sağlayıcılara, kullanıcıların onayları alınarak finansal bilgilerine erişmelerini ve işlem gerçekleştirebilmelerini sağlayan güvenli bir yöntemdir. Bu sayede bu bilgilere erişen üçüncü kişi yani Açık Banka, Fintech’lerin sunduğu teknik olanaklar sayesinde geleneksel bankalara göre çok daha müşteri odaklı olabilmektedir.
Sonuçta hizmet sağlayıcılar tarafından müşteriler için yeni finansal ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi, finansal ürün ve hizmetlerde şeffalık ve rekabetin artırılması ve böylece müşteriler için finansal hayatın kolaylaştırılması ve müşteri memnuniyetinin artırılması hedeflenmektedir.
Açık bankacılıkta teknik altyapı BİT’i olarak API (Application Programming Interface – Uygulama Programlama Arayüzü) kullanılmaktadır. API, bir sistemdeki işlevselliğin başka uygulamalarda da kullanılabilmesi için oluşturulan bir arayüzdür. Bu arayüz donanım, yazılım ya da donanım / yazılım olabilir. Örneğin, telefondaki bir uygulamanın yerine getirdiği işlevlere, farklı bir uygulamanın da ulaşmasına izin veren ve bunu sağlayan teknoloji API’dır.
FINTECH UYGULAMALARINDA API BANKACILIĞI
İçinde bulunduğumuz sayısal çağda müşterilerin gereksinim ve beklentileri her geçen gün artmakta ve farklılık göstermektedir. Bu bağlamda, iyi geliştirilen iş fikirlerinin yetkin bir uygulama üzerinden sunulması, sunulan hizmetin kalitesi ve erişilebilirliği Fintech şirketlerinin başarıya ulaşması açısından oldukça önemlidir.
API bankacılığı, API’lar aracılığıyla bankacılık işlemlerinin dış ortama açılmasıdır. Dış ortamdaki firmaların bu API servislerini kullanarak farklı uygulamalar geliştirmesine olanak tanınmaktadır. Bu durum, bankanın kendi mobil şubesi, internet şubesi, ATM gibi müşteriye ulaştığı kanalların dışında başka platform ve uygulamalarla ulaşmasını da sağlar. Dolayısıyla Fintech şirketlerinin sağladığı API’lar sayesinde, sadece bankacılık sektörü değil, aynı zamanda sigorta, finans ve borsa gibi sektörler de hızla evrilmektedir.
Bankalar ve diğer finansal kuruluşlar kendi API’larını kullanarak Fintech şirketleri için kendi API’larına ulaşabilecek portallar geliştirmektedir. Bu sayede Fintech şirketleri, gereksinim duyduğu API’ları kolayca kendi uygulamasına ekleyebilmektedir. Aldıkları bankacılık lisansları ile kendi yazılım hizmetlerini oluşturarak kendi işlerini büyütüp çeşitlendirebilmektedirler.
Bir Fintech şirketi, bankaların API’larına erişim sağlayarak kendisine uygun API’ları çok daha hızlı ve kolay şekilde kurgulayabilir. Böylece farklı banka hesaplarını ve işlemlerini ayrı ayrı takip etmek yerine tümüne bankaların sunduğu API arayüzleri ile ulaşan bir Fintech uygulaması sayesinde harcama kalemleri ve bütçe takibi çok daha hızlı ve kolay yapılabilmektedir.
API’lar, bankaların sunduğu hizmetleri çeşitlendirmesine yardımcı olmakta, sahip olduğu farklı yazılımsal çözümlerle doğru veri paylaşımına olanak sağlar. Ancak bunun için öncelikle bankaların güvenli ve hızlı çözüme ulaşmak için API’ları destekleyecek altyapıya sahip olması gerekir. Ayrıca bankalar, bir anlamda açık bankacılık sistemini etkinleştirmek, API’lar oluşturup dağıtmak için Fintech şirketleriyle ortaklıklar da kurabilir. Bu sayede var olan hizmetlerini iyileştirebilirler. Kendi API çözümü üzerinden verileri işlenen bir banka, analiz veya rapor olarak geri dönen verilerden büyük yarar elde etmekte ve böylece geleceğe yönelik bazı öngörülerde daha doğru karar verebilir.
Nitekim API’lar, bankaların ve finans danışmanlarının müşteri verilerini çok daha doğru bir şekilde toplamasına ve analiz etmesine olanak sağlar. API hizmetlerinin kolaylığı, güvenliği ve güvenilirliği KOBİ’lerin para tahsil etme yollarını da çeşitlendirmektedir.
KOBİ’ler ve perakendeciler bankaya gitmeden hesap bilgilerine erişebilir, para transferi yapabilir ve ödeme durumlarını anlık izleyebilirler. Aynı zamanda API’lar sayesinde geçmiş verilere erişilebildiğinden, işletmelerin kendi harcamalarını anlık ve yakından izlemelerine de olanak sağlar.
Bir Fintech şirketi veya bir API geliştiren, kendi finansal süreçlerini yönetirken nakit akışında yaşayacağı sorunlarda finansal süreçleri hızlandıran platform olarak örneğin Figopara uygulamasını kullanabilir. Bir tedarikçi finansmanı platformu olan Figopara ile vadeli e-Fatura, anında nakit paraya dönüştürülebilir ve vadesinden önce alacak olarak tahsil edilebilir. Dahası tek sistem entegrasyonu sayesinde birçok finans kurumuna aynı anda ulaşılabilmektedir.