Ortak Akıl Politika Geliştirme

Makina ve Kimya Endüstri Kurumunun (MKEK) Özelleştirilmesi

Ülkemizde savunma sanayiinin kuruluşu 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan top dökümhanesine kadar dayanmaktadır. Sanayi Tophane-i Amire, İmalatı Harbiye ve Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü adı altında üretimine devam etmiştir. 1950 yılından sonra ise Kamu İktisadi Teşekkülü statüsü ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu adını almıştır.

2000 yılında Resmi Gazetede yayınlanan ana statü değişikliği ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığından alınarak Milli Savunma Bakanlığına bağlı kuruluş haline getirilmiştir.

Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü, Kurtuluş savaşı devam ederken Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki düzenli ordunun askeri ihtiyaçlarını sistemli bir şekilde sağlamak amacıyla 1921 yılında kurulmuştur. İşgal altındaki İstanbul’dan başta Ankara olmak üzere Anadolu’nun çeşitli kentlerine kaçırılan tezgah ve tesisat ile buradan gönüllü olarak gelen subay, usta ve işçiler sayesinde silah, mühimmat ve diğer askeri ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılmıştır.

Mustafa Asım (Berkman) Paşa Ocak 1921’de Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğünün başına getirilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Askeri Fabrikaların düzenli bir şekilde teşkilatlanmasını Fevzi Çakmak Paşa’dan talebi üzerine, Fevzi Çakmak Paşa zamanın Askeri Fabrikalar Umum Müdürü Mirliva Asım Paşaya Kızılırmak civarında ihtiyacı karşılayacak tam teşkilatlı askeri fabrikaların kurulması için emir verir. Bunun üzerine Asım Paşa başkanlığında Osman Zati ve Seyfi Taner Paşaların da içerisinde bulunduğu bir askeri heyet Ankara civarından başlayıp Kayseri bölgesine kadar incelemeler yapmak üzere 1924 yılı ağustos ayında Keskin kazası üzerinden hareket eder.

Kırık köylü Hüseyin Kahya, Kaletepe’nin kuzeyinde bugünkü ofis silolarının bulunduğu yerde buğday tarlasını biçerken bir askeri arabanın geçmekte olduğunu görür ve arabayı durdurmak için yola doğru koşar, nihayet araba yaklaşır ve durur. Paşaların hatırını sorduktan sonra “Paşam size bir köylü ayranı ikram etmeden bırakmam” der. Asım Paşa hoşuna giden bu hareket karşısında Hüseyin Kahya’nın hatırını kırmaz ve ayran içmek üzere tarlasına kadar gider. Bu sırada Hüseyin Kahya’yı çok iyi tanıyan Keskin Fişek Yapımı Tezgahlarının Müdürlüğünü yapan Seyfi Taner Paşa Heyete Hüseyin Kahya’nın konuksever iyi bir insan olduğunu söyler. Bu hürmet ve ikramdan sonra Hüseyin Kahya Paşalara yolculuklarının sebebini sorar.

Asım Paşa da;”Askeri fabrikalar kuracağız bunun için münasip yer bulmak üzere geziye çıktık, tetkik ediyoruz” der.

O anda köyü ve çevresi için mutlu geleceği gören Hüseyin Kahya Paşalara; “Paşam benim burada 100 dönüm tarlam var, işte malumunuz Kızılırmak da yakınımızdan geçer, bütün tarlalarımı parasız olarak kahraman ordumuza bağışlıyorum, şayet benim tarlalarım yetmezse köyüm adına söz veriyorum, bütün arazimiz sizler için feda olsun lütfen fabrikaları burada kurun” der.

Asım paşa bu asil Türk köylüsünün ileri görüş ve mertliğine hayran kalır ve kendisine; “Muhterem Hüseyin Kahya, şimdi geziye devam edeceğiz fakat size söz veriyorum seni tekrar ziyaret edeceğim, ancak kararımızı dönüşümüzde değerlendireceğiz ve vereceğiz’’ der.

Keskin, Kırşehir, Kayseri’ye kadar olan yerlerde incelemeler yapan Heyet, sonunda Kırık köyü arazisinde fabrikaların kurulması kararını verirler. İlk fabrikanın temeli Hüseyin Kahya’nın Kaletepe’nin kuzeyindeki tarlasında atılarak bugünkü fabrikalar kurulur ve Kırık köyü önce Kırıkkale adıyla ilçe olur sonra da il olur.

1921 yılında kurulan Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü ilk olarak 1924 yılında Hafif Silah ve Top Tamir Atölyeleri ve Fişek Fabrikasını Ankara’da kurar. Bilahare;

  • Pirinç Fabrikası Kırıkkale1928,
  • Elektrik Makinaları Fabrikası Kırıkkale 1928,
  • Mühimmat Fabrikası Kırıkkale 1929,
  • Kayaş Kapsül Fabrikası Ankara 1931,
  • Çelik Fabrikası ve Top Fabrikası Kırıkkale 1931,
  • Gaz Maske Fabrikası Ankara 1935,
  • Barut Fabrikası Kırıkkale 1936 ve
  • Silah ve Tüfek Fabrikası Kırıkkale 1939,

Tarihlerinde faaliyete geçirilir. Bugünkü MKEK’nun temelleri bu fabrikalarla atılmıştır.

Savunma sanayiinin diğer sanayilerden önemli farkları vardır. Birincisi ülke savunması ile bağlantılıdır. Bu sanayi tüm dünyada barış zamanı kapasitesi atıl kalan, savaş zamanında tam kapasite ile çalışan bir sanayi koludur.

Savaş zamanı tam kapasite çalışan savunma sanayii kuruluşları barış zamanı ne yazık ki yeterli ihracat imkanı olmazsa çok düşük kapasite ile çalışmak zorunda kalmaktadır. MKEK kurulurken tüm bunlar düşünülmüş ve sistemin düşük kapasite ile çalıştığı zamanlarda sivil üretime onay verilmiş, atıl kapasite böylece değerlendirilmiştir. Elektrik sayaçları, çay makinaları, iş makinaları gibi birçok ürün üreten entegre bir sanayi kolu olarak varlığını bugünlere kadar sürdürmüştür.

KİT statüsüne geçtiğinde kurum yeni bir yönetim anlayışı ile yönetilmiş, çağdaş bir yapı kurulmuş, öncü ve verimli işletmeler olmuşlardır. Kurum Türk sanayinde birçok konuda öncü olmuş, çağdaş yönetim anlayışı ile personel yetiştirmede bir üniversite anlayışıyla çalışmıştır.

1930 yılında, kalifiye işçi yetiştirmek üzere kurumun ilk çırak okulu açılmıştır. Yetişmiş insan kaynağı ile Türk özel sektörüne ciddi personel transferi ve sanayinin gelişmesinde katkı sağlamıştır. 1960’lı yıllarda talaşlı ve talaşsız imalat konusunda Türkiye sanayinin en güçlü atölyeleri MKE Kurumunda kurulmuştur. Kurum yine birçok fabrikanın kurulmasında öncülük etmiş ve kurucu ortak olmuştur. (Türk Traktör, Tofaş, Nitromak ve Roketsan vb.)

1990’lı yıllarda Fabrikalar şirket statüsüne dönüştürülmüş, Asilçelik, Taksan, Tümosan vb. şirketler MKEK bünyesine alınmıştır.

Bu şirketleşme anlayışıyla özelleştirme düşünülmüş, ancak kurumun savunma sanayii kuruluşu olması nedeniyle vazgeçilmiş ve mevcut statüsüyle devam etmesi sağlanmıştır.

Geçmişte 21 şirketi bünyesinde barındıran MKEK bazı şirketlerini kapatmak durumunda kalmış, bazı şirketleri de özelleştirilmiştir. Asilçelik, Tümosan, Taksan, Çelbor bu kapsamda sayılabilir.

Bugün özelleştirilmeye çalışılan Kurum; 2018 yılında 127 milyon TL, 2019 yılında 695 milyon TL ve 2020 yılında 926 milyon TL kar elde etmiştir. 2021 yılında ise 1,2 milyar TL kar etmesi beklenmektedir. Dolayısıyla kurum için zarar ediyor karlı çalışmıyor söylemi gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine Kurum, en çok kar eden kamu sanayi kuruluşları arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

1970’li ve 1980’li yıllarda 20 binin üzerinde kişinin çalıştığı Kurumda bugün 3.000 işçi ve 2.500 memur çalışmaktadır. Kırıkkale ‘nin 2000 yılında 381 bin olan nüfusu bugün MKEK’nun küçülmesi ile 270 binlere düşmüştür.

Yılların emeği ile kurulan ülke savunmasında göz bebeğimiz ve konvansiyonel silah ve mühimmatın tek üreticisi olan MKEK’nin yeni yapılandırma kanunuyla riske atılması asla kabul edilemez. Kuruluşun özel sektör firmalarının yanında yabancı firmalara satılmasını da kabul etmek mümkün değildir.

Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun yeniden yapılandırılmasında, başarılı örnekler olan ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi kuruluşlar örnek alınabilir. Bu şirketler Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfına bağlı olmakla birlikte tamamen Özel sektör statüsündedir. Aynı anlayışla MKEK’yi 1 TL gibi bir sembolik değerle Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfına devretmek mümkündür. Bu değişiklik günümüzde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çok kolay halledilebilecek bir husustur. Böylece MKEK kendi personel ve ücret politikasını tespit etme iradesine sahip olabilecektir. Ayrıca, bu statüdeki MKEK’nin halka arzı mümkün olabilecektir.

Gelişmeleri yakinen takip ederek bu konuda kamuoyunu aydınlatmayı sürdüreceğiz.

 

Mustafa Kaya -Erol Akkaya

Savunma Sanayii Grubu

Ortak Akıl Politika Geliştirme

Sosyal Medya

Bizi takip edin, birlikte daha güçlüyüz...