Clicky

NATO’NUN YENİ YÜZÜ: EDT’LER (1) – KÖKSAL ÖZENÇ – Ortak Akıl Politika Geliştirme
Ortak Akıl Politika Geliştirme

NATO’NUN YENİ YÜZÜ: EDT’LER (1) – KÖKSAL ÖZENÇ

Çok genel hatlarıyla söylenecek olursa 1. Dünya Savaşı sürecine kadar olan savaşlarda askeri anlamda sadece kara ve deniz ağırlıklı yani 2 boyutlu savunma ve saldırı doktrini bulunmaktaydı.

GİRİŞ

Çok genel hatlarıyla söylenecek olursa 1. Dünya Savaşı sürecine kadar olan savaşlarda askeri anlamda sadece kara ve deniz ağırlıklı yani 2 boyutlu savunma ve saldırı doktrini bulunmaktaydı.

  1. Dünya Savaşı ile birlikte bu 2 boyutlu savunma ve saldırı doktrinine hava gücü boyutuna ek olarak kısaca KBRN adıyla bilinen Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer boyutlar da eklenerek çok boyutlu bir savunma ve saldırı doktrini gelişti.

1960’larda uzaya ve Ay’a gidilmesiyle beraber Soğuk Savaş dönemi olan 1970 ve 1980’li yıllarda uydu özellikle askeri gözetleme / keşif ve konum belirleme amaçlı uydu teknolojisindeki atılım nedeniyle bu çok boyutlu doktrine uydular yani uzay da eklenmiş oldu.

2000’li yıllara gelindiğinde ise, bilgisayar teknolojisindeki çok büyük atılım sayesinde siber uzay ve siber güvenlik olguları da bu çok boyutlu savunma ve saldırı doktrinine eklenmiş oldu.

Teknolojideki gelişmeye bağlı olarak savunma ve saldırı doktrinindeki boyut sayısındaki artış durdu mu?

Tabii ki, HAYIR!

2000’li yıllardan günümüze kadar olan süreçte özellikle Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nde (BİT) çok büyük hızla değişim ve gelişim gözlendi. Bu değişim sadece askeri alanda değil, başta eğitim ve sağlık olmak üzere ulaştırma ve enerji gibi toplumsal yaşamının her alanını kökünden etkileyecek yapıda bir değişikliğe yol açtı.

Bu hızlı değişim rüzgarına paralel olarak NATO da, içinde bulunduğumuz 2020 ve 2030’lu yılların sadece askeri alanda değil, aynı zamanda başta BİT olmak üzere çok çeşitli alanlarda geleceğin gereksinimlerini karşılayacak yeni ve köklü yapısal değişikliğe gitmek üzere oldukça önemli adımlar atma gereğini duydu.

En önemli gerekçesi ise, Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) savunma ve saldırı doktrinin, çağımızın gereksinimlerini karşılayamayacak bir duruma gelmesidir. Bu konuda da en önemli etken BİT’lerdeki çok hızlı değişim ve gelişim sürecinin yaşanmasıdır. Bu ilkeden hareketle, NATO’nun yapısında ve işleyişinde bazı önemli ve somut atılımların ve yenileşmenin kaçınılmaz bir gerçek olduğu ortaya çıktı.

Yani teknolojideki gelişmelere ve buna bağlı olarak da savunma ve saldırı doktrinindeki boyut sayısının sürekli artış eğiliminde olması, o eski bilindik elinde tüfekli askeri yapılanma artık çağımızın gereksinimlerini karşılayamaz duruma geldi. Dolayısıyla NATO, salt o eski anlayışla sadece askeri bir yapıdan ziyade artık yavaş yavaş teknoloji yoğun bir çalışma ve yapılanmaya geçmek zorunda kaldı.

Uzun vadede ise, BİT’lerdeki gelişim sayesinde o geleneksel elinde tüfek asker yerine, büyük veri ve kurgu ötesi teknolojilerini kullanan derin öğrenmeli / yapay zekalı robot askerlerden oluşan bir ordunun yaşama geçirilmesi hiç de uzak değil.

Nitekim AB, ABD, Çin ve Rusya bu türden yani tamamen insansız bir ordu olan Robot Ordu kurma çalışmalarına yaklaşık 10 yıl önce başladılar bile.

AB ise, bu işe ilk başlayanlardan sayılabilir. 2015 yılından beri bu konuda çok yoğun bir şekilde çalışmakta ve bu konuya oldukça büyük miktarda bütçe ayırmış durumda.

Bu yazıda NATO 2030 Gündemi’nin en ağırlıklı bölümünü oluşturan BİT konularına yer verilecek olup, diğer siyasi, askeri, ekonomik vb konulara yer verilmeyecektir.

EDT’LERE BAKIŞ

Tüm dünya literatüründe kısaca EDT olarak da tanımlanan bu teknolojilerin tam adı Emerging and Distruptive Technologies – Yeni Gelişen ve Yıkıcı Teknolojiler olup, sadece toplumsal yaşam açısından değil, aynı zamanda askeri açıdan da son derece önemlidir. BİT’lerin bir alt kümesi olan bu EDT’lerin bu kadar gündemde olmasının en önemli gerekçesi, en hızlı gelişme ve değişimin EDT çatısı altında yer alan teknolojilerde yaşanmasıdır.

Günümüzde EDT başlığı altında 11 ana BİT teknolojisi yer almakta olup, teknolojiye uzak kişilerin anlamasını kolaylaştırmak için bu EDT’lerin kullanım alanına ilişkin birer somut örnek verilerek açıklanması yerinde olur.

  • Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, kurgu ötesi

Askeri bir bölgeye, bir cephe hattına fiziki olarak gitmeden sanki gitmiş gibi o coğrafi bölgede harekat subayları ile komutanların, öncü kuvvetlerin vb gerekli incelemeyi ve harekat planını yapabilmesine olanak sağlanması

  • Kuantum bilgisayar

Günümüzün en güçlü bilgisayarlarıyla dahi 30 – 40 yılda yapılamayacak çok büyük hacimli işlemlerin (genetik mühendisliği, biyokimya ve ilaç / aşı üretimi vb) çok kısa sürede yapılabilmesi, günümüzün geleneksel bilgisayarlarıyla oluşturulan kırılamaz denilen en güçlü şifrelerin kırılması

  • Blokzincir

Çok gizli askeri bilgilerin, harekat planlarının, gizliliğinin, bütünlüğünün ve doğrulanabilirliğinin vb blokzincir teknolojisiyle korunması

  • Sesten hızlı araçlar

Günümüzde çoğunlukla savaş uçaklarında olan bu teknolojinin daha da yaygınlaştırılarak diğer tüm ulaşım araçlarında uygulanabilir duruma getirilmesi

  • 5G / 6G

İletişimin çok daha hızlı, çok daha güvenilir ve çok büyük hacimli veri aktarımının yapılabilmesi ve böylece Makine – İnsan , İnsan – Makine ve Makine – Makine etkileşiminin sağlanması yoluyla Nesnelerin Ağı teknolojisinin kullanımının yaygınlaştırılması

  • Kritik hammadde teknolojileri

Rüzgar türbinleri, elektrikli taşıt bataryaları, uçak / helikopter motoru, nükleer enerji ve sağlık sektörü ve yonga üretimi gibi son derece önemli 200’den fazla farklı alanda kullanımı olan, kullanım oranı ve alanı hızla artan Lityum, Bor, Grafit, Kobalt, Antimon, Tantal ve İndiyum gibi hammaddelerin sağlanması ve bunun sürekliliğinin kesintisiz olarak gerçekleştirilmesi

  • Yeni gıdalar ve gen teknolojisi

Tamamen yapay yollarla laboratuvarda kırmızı et, balık eti, tavuk eti, yoğurt, yumurta, süt, peynir gibi gıda maddelerinin üretilmesi

  • Sürücüsüz araçlar

Drone, İHA, SİHA ve sürücüsüz otobüs / kamyon / otomobil örneğinde olduğu gibi bu tür sürücüsüz taşıtlar günümüzde oldukça büyük önem kazanmakta, bu tür araçların sayısı ve çeşidi her geçen yıl hızla artmakta ve artık toplumsal yaşamın vazgeçilmezi olmaktadır.   

  • Siber güvenlik

Siber güvenlik konusu son derece önemli olgulardan birisi olup, günümüzde gelinen durumda, askeri bir hedefe silahlı bir saldırı yapmadan da uzaktan internet üzerinden ya da havadan RF / telsiz dalgalarıyla / EMP / EMC / EMI gibi çeşitli teknolojilerle saldırılar düzenleyerek düşman kuvvetlerinin savunma ve saldırı sistemlerinin çalışamaz duruma getirilmesi  

  • Biyoteknoloji

Robot kol / parmak vb örneğinde olduğu gibi bir insanın savaş ya da bir kaza nedeniyle kopan, çürüyen, kullanılamaz, geri kazanılamaz vb organlarının yerine salt biyolojik, salt teknolojik ya da biyolojik – teknolojik organ değişiminin / desteğinin gerçekleştirilmesi ve böylece kişinin normal yaşantısına dönebilmesi 

  • Büyük veri ve yapay zeka

Büyük veri, yapay zeka, makine öğrenmesi ve derin öğrenme teknolojileri ilkesel olarak beraber harmanlanarak kullanılması gereken teknolojilerdir. Özellikle çok büyük ham veri yığınlarının içinden olağan koşullarda hiçbir insanın kısa sürede çıkartamayacağı anlamlı ilişki ve sonuçların elde edilmesi gibi oldukça zor ve çok zaman alıcı bir işlem, bu teknoloji sayesinde çok rahat ve çok kısa sürede gerçekleştirilebilir ve geleceğe yönelik çok daha doğru öngörülerde bulunulabilir. Askeri harekat ve manevra planlarının hazırlanmasında, askeri senaryoların çeşitlendirilip öngörülemeyecek durumlar da dahil hazırlanabilmesine olanak sağlanabilir.

  1. YY’IN NATO’SUNA BİT’SEL BAKIŞ

Aralık 2019’da Londra’daki NATO Zirvesi’nde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yaptığı konuşmada NATO 2030’a giden yeni yapılanmaya ilk kez değindi. Bu konuşmayı izleyen süreçte NATO üyesi ülkelerin başta milletvekilleri, kamu kurumları ve STK’lar olmak üzere özel sektörden çeşitli temsilcilerle görüş alışverişinde bulunulup, NATO 2030’un nasıl ve hangi yönde yani bir yapıya dönüştürülmesi konusunda bir dizi toplantı yapıldı.

14 Haziran 2021 tarihinde NATO 2030 Strateji ve Belgesi’nin onaylandığı Brüksel’deki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ndeki konuşmasında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg özetle şu olguları vurguladı. 

NATO olarak biz Çin’i düşman olarak görmüyoruz, dünyada şu anda 2. ekonomi durumunda olan Çin’in çok yakında 1. ekonomi olacağının kesin olduğu, bu açıdan başta AB olmak üzere, Asya – Pasifik ülkeleri, Japonya, Yeni Zelanda, Afrika, Latin Amerika ve Güney Kore ile olan ilişkilerimizi çok daha yakın tutmalıyız.  

Askeri açıdan ise, başta Atlantik olmak üzere Çin Denizi, Suriye ve İran konusunda oldukça dikkatli olmalıyız. Ayrıca siber uzay, siber güvenlik ve uzay konularına da oldukça ağırlık vermeliyiz. Bilindiği üzere, NATO 2030’un temel hedefi olarak yeni bir Stratejik Konsept geliştirilmesi ve uygulanmasına karar verildi.

Gerek NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, gerek AB ve gerekse de ABD ve NATO’nun yayınladığı çeşitli resmi dokümanlarda her ne kadar yakında dünyanın 1 numaralı ülkesinin Çin’in olacağı, Çin’in Batı dünyası için Rusya ve İran gibi bir tehdit ve düşman olmadığı çok açık ve net bir şekilde vurgulanmış olsa da, aslında satır araları çok iyi okunup yorumlandığı ve bu çerçevede Batı dünyasının aslında Çin’i karşısına almak yerine Rusya’ya karşı kendisini nispeten güçlü hissedip aman Çin’i karşımıza almak yerine onunla iyi geçinelim politikasının uygulanmasına önem verildiği anlaşılmakta.

Zaten bu nedenle de AB – ABD ve NATO – AB arasında çok sayıda ikili işbirliği / anlaşma yapılmış olup bunların hepsinin özünde Çin bulunmakta.

Diğer taraftan 2019 Londra NATO Zirvesi’nde onaylanan Bildiri’nin de en önemli ana konularından birisinin Çin olması da bu olguyu destekleyici niteliktedir.

AB – ABD ve NATO – AB arasında yapılan ikili işbirliği / anlaşmalar oldukça ayrıntılı olup, ayrı bir yazı konusu olması nedeniyle burada incelenmeyecektir.

Yukarıda da belirtildiği üzere, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in uzun, etkili ve son derece önemli konuşmasının ardından 14 Haziran 2021 tarihinde Brüksel’deki NATO Zirvesi’nde NATO 2030 Gündemi oy birliği ile onaylandı.

Devam edecek

 

Ortak Akıl Politika Geliştirme

Sosyal Medya

Bizi takip edin, birlikte daha güçlüyüz...