Putin Rejimi neden daha önce Navalny’yi öldürmedi de şimdi, Münih Konferansı’ndan hemen önce aniden öldürmeyi gerekli gördü?
Münih Güvenlik Konferansı Başladığında Navalny’nin Ölüm Haberi Geldi
Rus muhalif lider Aleksey Navalny’nin kaldığı cezaevinde hayatını kaybetti. Dün özellikle Batı basınında sıklıkla gündeme gelmeye başlayan Alexei Navalny’nin ölümüne ilişkin haber Rusya tarafından da doğrulandı. Rus Hükümeti muhalif liderin felç geçirerek öldüğünü iddia ediyor. Batı dünyası 47 yaşında felç geçirdiği iddia edilen Navalny’in Putin yönetimi tarafından ‘ortadan kaldırıldığına’ dair imalar içeren açıklamalarla dolup taşıyor. Alexei Navalny’nin eşi Yulia, kocasının ölüm haberinin doğru olması halinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in adalet önüne çıkarılması gerektiğini söyledi.
Bu ‘erken’ iddialara tepki gösteren Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova da Batılı liderlerin önyargılı açıklamalarında “kendini ele veren” bir şeyler olduğunu öne sürdü. Ancak Moskova’nın resmi ağzı ne derse desin, özellikle zamanlama göz önüne alındığında, ölümünün bir kaza olmayabileceğine inanmamız için güçlü nedenler var. Öte yandan ortada cevaplanması gereken bir soru olduğuna inanıyorum: “Putin Hükümeti neden daha önce Navanly’yi öldüremedi de şimdi, Münih Konferansı’ndan hemen önce aniden öldürdü?”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en sert muhaliflerinden olan Navalny, geçtiğimiz aylarda Sibirya yakınlarındaki Yamalo-Nenets bölgesinde bir cezaevine nakledilmişti. Söz konusu ceza infaz kurumundan yapılan açıklamada, Navalny’nin öldüğü belirtildi. Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi Federal Cezaevi Servisi, internet sitesinde yayınladığı açıklamada, Navalny’nin yürüyüş yaptıktan sonra “kendini iyi hissetmediğini” ve “anında bilincini kaybettiğini” belirtti.
Rusya’da Demokrasi Var mı?
Rusya’da kimse modern manada bir demokrasinin varlığından söz edemiyor. Zaten Kremlin’in de böyle bir niyeti yok. Bir dipnot olarak belirtmek gerekirse, Putin tarzı ‘sözde demokrasi’ uygulaması, geçtiğimiz günlerde Aliyev’in yeniden ‘seçildiği’ Azerbaycan dahil Türkî devletleri için de bir norm haline gelmiştir. Yakın dönemde hem Rusya’da hem Türki devletlerde gerçek manada demokratik yönetimlerin iktidara gelmesini beklemek, boş hayalden öteye bir şey değil.
Münih Güvenlik Konferansı başladı. Bilindiği üzere bu Konferans, Batılı liderlerin güvenlik konularını görüşmek üzere her yıl bir araya geldiği bir toplantıdır. 2022 Münih Güvenlik Konferansı, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden hemen önce gerçekleşmişti. Şimdi Putin, Alexei Navalny suikastıyla Münih Güvenlik Konferansı’na parmak sallıyor gibi görünüyor. Bakalım arkasından ne çıkacak?
Dışarıdan görüldüğü kadarıyla Alexei Navalny’nin kendisine yapılan ‘uydurma’ suçlamalarla hapse atılmaktan kurtulmasının muhtemelen tek yolu belki de ölümdü. Muhtemelen ya kendisinin ya da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ölümü bu hapishane hayatının sona ermesini sağlayabilirdi. Rus medyasının Navalny’nin en son tutulduğu Arktik ceza kolonisinde yürüyüş yaptıktan sonra öldüğüne dair haberleriyle birlikte Navalny’in hapishane çilesi de bitmiş oldu.
Navalny, Putin’in Yerine mi Geçecekti?
Navalny; Rusya’daki gerçek Putin karşıtı muhalefetin yüzü olan eski avukat, blog yazarı, yolsuzlukla mücadele araştırmacısı, başkan adayı, birçokları için Putinizme karşı en iyi demokratik alternatifi sunuyordu. Ancak Rusların çoğu bu çok ses getiren muhalif liderin iktidara gelebileceğine ilişkin pek umutları yoktu. Halkın tam desteğini alamasa da Navalny; Putin sisteminin yaygın yolsuzluğunu ve şiddete ve baskıya dayanan otoriter yönetimini ifşa etmeye dayanan ulusal bir hareket inşa etmeyi başarmıştı. Hileli Rus seçimlerini kazanma ya da Rusya’nın liderliğini devirecek ani bir halk ayaklanmasını tetikleme umudu hiç olmasa bile Putin, Navalny ve ekibini ölümcül bir tehdit olarak görüyordu.
Belki de bu nedenle olsa gerek Putin, özellikle Ukrayna’daki savaşı başlatmadan önce, Navalny’nin Yolsuzlukla Mücadele Vakfı (FBK) da dahil olmak üzere Rus sivil toplumunun ve özgür medyanın içini boşaltmaya başladı. Bu baskı, aslında Rus halkının Ukrayna’daki savaşa karşı etrafında toplanabileceği tüm örgütleri ya da popüler figürleri dağıttı ya da etkisiz hale getirdi.
Hapse atılmadan önce Navalny’nin Putin’le mücadelesini yurtdışında sürdürme fırsatı bulunuyordu. Almanya’da bir suikast girişiminden kurtulduktan sonra, Putin’e karşı çıktığı için kesin hapis ve muhtemelen ölüm cezasıyla karşı karşıya kalabileceğini bile bile, mücadelesini ülkesinde sürdürmek için 2021 yılında Rusya’ya döndü. Kısa bir süre sonra Navalny’nin vakfı FBK “aşırılıkçı” bir örgüt olarak ilan edildi ve zorla tasfiye edildi. Ülke genelindeki ofisleri kapatıldı ve hapse atılmayanlar ülke dışına çıkarıldı.
Rusya’da 2021 sonbaharında yapılan parlamento seçimleri sırasında Kremlin, Google ve Apple’ı FBK’nın “Akıllı Oylama” programıyla ilişkili uygulamayı çevrimiçi mağazalarından kaldırmaya zorladı Zira bu uygulama seçmenleri; Putin’in Birleşik Rusya partisi Duma’nın bir yönüyle önceden kazanacakları belirlenmiş adayları yerine bağımsız adaylar etrafında birleşmeye teşvik ediyordu. Seçimlere hile karıştığına dair yaygın kanaat, bu uygulamalarla olabildiğince delillendiriliyordu.
Navalny ve ekibi Putinizmin kuru kasvetini kırma konusunda yetenekliydi. Rusya’nın kleptokrasisine yönelik araştırmaları Navalny’nin özgünlük ve mizah anlayışıyla doluydu. Örneğin, 2016 yılında eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in lüks evlerinden birinde ördekler için özel bir bina yaptırdığını ortaya çıkarması viral bir ‘meme’ haline gelmişti. Lastik ördekleri Rusya’da bir protesto sembolüne dönüştürmeyi başarmıştı.
2020 yılında Rus güvenlik güçleri tarafından düzenlenen bir suikast girişimi sırasında ölümcül bir sinir gazına maruz kalmasının yan etkileri nedeniyle sağlığı kötüleşirken bile Navalny gerekli tıbbi bakımı reddetmişti. Bu arada Navalny’nin ölümcül sinir gazı Novichok’un suikastçıları tarafından üzerine sürüldüğü kendi mavi iç çamaşırı da direnişin sembolü olmuştu. Navalny, muhalefetin istenmediği Rus sisteminde, Putin’den farklı düşünen muhalif Rusları harekete geçirebilecek konuları bulma, halkın dikkatini çekecek kışkırtıcı bir dili kullanma konusunda oldukça yetenekli bir kişi olarak kısa sürede tanınmıştı.
Bu geçmiş, Navalny’nin Rusya’da muhalif düşüncelerin lideri olma yolunda ilerlemesini sağladı. Batı toplumundan da destek aldığı anlaşılan Navaly’ni, 2022 yılında savaşın başlamasıyla birlikte Ukrayna’daki savaşa suç ve soykırım niteliğinden ziyade Rusya için felaket olduğu için karşı çıkan açıklamalarıyla gündeme geldi. ‘Putin’in savaşına hayır!’ diyen Navalny, asker sıkıntısı çeken ve Ukrayna’da başlarda beklenenin aksine büyük bir sıkıntı yaşayan Rus Silahlı Kuvvetlerinin işini iyice zorlaştırıyordu. Putin seferberlik çağrısı yaptığında yine karşısında Navalny’nin aykırı sesi duyuluyordu. Bu durum, Putin’in akordunu bozuyordu.
Putin ve müttefikleri tarafından son çeyrek yüzyılda oluşturulan sistem, Putin’e, Rus tarihindeki dördüncü büyük bir figür olma yönünde güç veriyor. Putin bu tarihsel fırsatı iyi kullanmak isitoyr. Bunun için kullanabileceği Rus devlet mekanizması her şeye kadir olmalı anlayışını kendi şahsında sahaya yansıtıyor. Putin’in önümüzdeki ay yapılacak seçimle “yeniden seçilmesi”, iktidarını yeniden teyit etme ritüeli olarak tasarlanmış olsa da Navalny’nin öldürülmesi, Putin’in bu iktidarı sürdürmek için ne kadar olağanüstü yollara başvurmak zorunda olduğunun çarpıcı bir hatırlatıcısı olarak tarihe geçti. Bazen bir ölüm bir toplumda değişim için çok şeyi tetikleyebilir. Putin’in sonunu bu Navalny’nin ölümü ya da öldürülmesi getirebilir.
Navalny’nin öldürülmesiyle Putin, şimdilik Rusya’da kendi iktidarına karşı gerçek bir alternatif bırakmadı ve bu geniş coğrafyada değişim fırsatı yakın dönem için büyük ölçüde kalmadı. Batı dünyası ise hayal görmeye devam ediyor. Rusya’da değişim için yeni bir açılım yaratmanın en iyi ve belki de tek gerçek umudunun, Putin’in en büyük şiddet eyleminde, Ukrayna’da kesin bir şekilde yenilgiye uğratmaktır.
Oysa her ülkede değişmez gerçek şudur: iç politikada başarı dış politikada ‘düşman’ edinmeye dayanır. Halk ortak düşman karşısında birleşir, mevcut lider etrafında kenetlenir. Rus Halkı Ukrayna’da kendilerinden gördükleri Ukraynalılarla değil Batı emperyalizmiyle savaştıklarına inanıyor. Bu şartlar altında Rusya-Ukrayna Savaşının sonucu Moskova açısından ister yenilgi ister galibiyetle sonuçlansın, Kremlin’in efendisi için pek bir şey değişmeyecektir. Rusya’nın son 100 yıllık tarihine baktığımızda, ülke başına gelenler halkın bıkıp değiştirdiği kişiler değil, Rus eliti içinde yürütülen mücadelenin iktidara yansımasından başka bir şey değildir. Bu nedenle Batı dünyasının Rusya’nın içindeki dinamikleri bilmelerine rağmen, Putin’i devirmeyi amaçlayan suni hareketlere bel bağlar görüntü vermesini anlamakta güçlük çekiyorum.
Navalny, Kendisinden daha büyük bir muhalif hareket inşa etmişti
Şüphesiz dün kırk yedi yaşında hapishanede hayatını kaybeden yolsuzlukla mücadele kampanyacısı Alexei Navalny, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in neredeyse çeyrek asırlık iktidarı boyunca ona meydan okuyan en popüler ve etkili muhalefet lideriydi. Navalny’nin devlet eliyle öldürülmesi (eğer iddialar doğruysa) Rusya’nın demokrasi hareketi için büyük bir gerileme anlamına geliyor. Eğer bu gerçek bir muhalif hareket ise mutlaka tek bir kişiden çok daha büyüktür. Navalny olmadan da hedefine yeni lideriyle yürümek isteyecektir.
Navalny’nin Putin rejimiyle mücadele etmek için geliştirdiği stratejiler ve mesajlar, Rusya’daki demokrasi yanlısı aktörlerden oluşan farklı bir gruba yayıldığı iddia ediliyor. Batı basınına göre bu hareket, on yıldan fazla bir süredir devam eden ve giderek sertleşen baskıya karşı dirençli olduğunu ve uyum sağlayabildiğini kanıtlamıştır ve bu yıkıcı gelişmeye de uyum sağlayacaktır.
Navalny, Rusya’da 2011-2012 yıllarında Putin’in üçüncü kez başkan olması üzerine Rusların sokaklara döküldüğü “Bolotnaya” protestoları sırasında önemli bir siyasi lider olarak ortaya çıkmıştı. Yine de Navalny’nin 2011’den bu yana yürüttüğü aktivizm, kendisi olmadan da devam edebilecek daha geniş bir demokratik hareketin gelişmesine katkıda bulundu.
Navalny’nin kişisel popülaritesi ona muhalefetin lideri olma yönünde hızla ilerleme imkânı sundu. 2013 yılında Moskova belediye başkanlığı için yürüttüğü rekabetçi kampanya binlerce gönüllünün ilgisini çekti ve daha sonra kendi başlarına önemli figürler haline gelen birçok muhalifin siyasi kariyerlerini başlattı. 2018’de başkanlık için yürüttüğü gölge “kampanya” (oy pusulasına erişimi engellendikten sonra bile devam etti) Rusya’nın devasa topraklarına yayılan düzinelerce yerel ofisten oluşan geniş çaplı bir ağ kurdu ve seçimden sonra da yerel siyasi ve sivil aktivizmin kuluçka merkezleri olarak bunları kullanmaya devam etti. Navalny’nin yolsuzlukla mücadele etmek ve kamuoyunda farkındalık yaratmak için kurduğu sivil toplum örgütü Yolsuzlukla Mücadele Vakfı (FBK), hapiste olduğu süre boyunca da ses getiren eylemlerine devam etti. 2021 yılında FBK’nın “aşırılık yanlısı” olarak nitelendirilmesine ve birçok çalışanının hapse atılarak sürgüne zorlanmasına rağmen, örgüt Rus sivil toplumunun en önemlilerinden biri olmaya devam ediyor. FBK’nın “Navalny Live” YouTube kanalı Rusya’nın en popüler kanallarından biri ve her ay milyonlarca Rus’a ulaşıyor. Navalny ile doğrudan bağlantısı olanların ötesinde, Navalny’nin çalışmalarından ilham alarak ülkeleri için daha iyi bir gelecek inşa etmek üzere kendi çabalarını ortaya koyan binlerce (çoğunluğu genç) Rus aktivist var.
Sonuç
Çalışmalarıyla ilgili Oscar ödüllü 2022 belgeselindeki bir röportajda, Navalny’ye öldürülmesi durumunda ne mesaj vermek istediği soruluyor. O da: “Vazgeçmeye izniniz yok. Eğer [beni öldürmeye karar verirlerse], bu bizim inanılmaz derecede güçlü olduğumuz anlamına gelir. Bu gücü kullanmamız gerekiyor. Kötülüğün zaferi için gereken tek şey, iyi insanların hiçbir şey yapmamasıdır.”
Kim bilir, şimdi Navalny’nin şüpheli ölümü Ruslara daha iyi bir gelecek inşa etmek için daha da büyük çabalara ilham verebilecek bir mesaj işlevi görebilir. İyi Rusları uyandırabilir…
Kaynakça
Lipika Pelham, “Putin must be held accountable – Yulia Navalnaya”, BBC News, 17 Şubat 2024, https://www.bbc.com/news/world-europe-68320466
Pavel Fekula, “If Navalny’s death is confirmed, what should Ukraine do to handle Russia?” 17 Şubat 2024, https://www.quora.com/If-Navalnys-death-is-confirmed-what-should-Ukraine-do-to-handle-Russia
Kaynak: https://strasam.org