Ortak Akıl Politika Geliştirme

Ortak Akıl Politika Geliştirme Derneği Penceresinden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve Demokrasi

8 Mart, dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirdikleri uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Dünya Kadınlar Günü, kadın hakları hareketinde bir odak noktasıdır.

Dünyanın savaş atmosferi içinde olduğu bu günlerde,  insan hakları yanında ülkemizde kadın hakları ile ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Kadınların elinden hakları en temeli olan yaşam hakkı alınmaktadır. Her gün bir hem cinsimizin canına kıyılmaktadır. 2022 Ocak ayı içersinde 26 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür, 28 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. Medeni Yasanın kadınlara verdiği haklara sonuna kadar sahip çıkma konusunda hep birlikte mücadele edilmelidir.

Demokrasinin olmazsa olmazı kadın ve laiklik olgularıdır. Kadının erkek ile eşit haklara sahip olmadığı bir düzenin, demokratik ve laik olması mümkün değildir.

Toplumsal yaşamın tüm yükü, bozuk gelir dağılımı ile  kadın, çocuk, yaşlı, genç ve emekçilerin üzerinde taşınamaz boyutlara gelmiştir.  Elektirik,  doğal gaz ve gıda maddelerine gelen zamlar dezavantajlı bu gurupları açlık sınırı altında yaşamaya mahkum etmesi toplumsal barışımızı tehdit etmekle birlikte en çok kadınları etkilemektedir.

Kadınlarımız,  sağlık, eğitim, istihdam, ekonomik güç ve siyasi temsil gibi alanlarda, erkekler karşısında hak ettikleri oranlarda yer alamamakta, hizmetlerden dünya ve Avrupa standartlarının altında yararlanmaktadırlar. Özellikle Medeni Yasa ile elde edilen kazanımlar bütündür, bu bütünün bir parçasına yönelen bir saldırı aslında bütünü hedef almıştır. Sadece nafaka değil, kadınların izin almadan çalışma hakkı, yerleşim yerini izin almadan belirleme hakkı, aile konutunu birlikte seçme hakkı; mirasta, mülkiyet hakkında, evlilik içi edinilen malların paylaşımında eşitlik, evlilik birliğini yönetmede, evlat edinmede, velayette veya vasi olmada eşitlik gibi basitçe yasa önünde eşitliği sağlayan haklar da tehlikededir.

 

Türkiye, çağdaşlaşma ve gelişme yolunda insan hakları ve kadın hakları konusundaki sorunlarını çözerek hedefine ulaşacaktır. Toplumun yarısını teşkil eden kadınlarımızı sosyal hayata katacak, geliştirecek adımların atılması gerekmektedir. iktidar,  bu konuda kadınlarla ilgili kurum ve kuruluşların, kadınlara yönelik çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarının, üniversiteler bünyesindeki kadın sorunları araştırma merkezlerinin seslerine kulak vermelidir.  Kara vericilerin, mevcut sıkıntıların çözümlenmesi için işbirliği içerisinde olması ve yeni bakış açıları ortaya koyması zaruridir.

Cumhuriyet aydınlığının kıymeti bilinmelidir. Montrö anlaşmasının tartışmaya açılması gibi İstanbul Sözleşmesinden çekilmek devlet aklı ve evrensel değerlerden ödün vermek gibidir. Bu süreç neleri kaybedeceğimizin resmidir. Ulu önder Atatürk’ün dediği gibi  “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!” Yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde içten bir arkadaş bazen de değerli bir eş olan kadına Atatürk birçok alanda özgürlük getirmiştir. Kadınlar 1924 yılında TBMM 17 kişi ile temsil edildikten sonra,  daha uygar ve sağlıklı bir topluma erişmek için bu gün mecliste ve tüm karar mekanizmalarında  %50 kadın temsili için mücadele verilmelidir.

Türkiye’nin, kadın-erkek eşitliğinde 3. Dünya ülkeleriyle aynı sıralamada yer alması, ülke olarak artık kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına ilişkin farklı bir bakış açısı geliştirmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır.

İktidar, ülkemizin rapordaki sıralamasına ilişkin bahaneler bulma yerine,  ‘kadınlar için eşitlik açılımı’ politikasını uygulamaya koymalıdır. Bu konuda güçlü bir siyasi kararlılık göstermelidir.

Dünya Ekonomik Forumu’nun kadın-erkek eşitliği konusunda yayımladığı yıllık raporlarda yıllardır ‘Toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından en kötü durumda olan ülkeler’ arasında yer alan ülkemizi bu ayıptan kurtarmak için gerekli adımları atma konusunda iktidar’ı samimi davranmaya davet ediyoruz.”

Türkiye, kadınıyla beraber kalkınma, gelişme ve çağdaşlaşma hedefine kolaylıkla erişebilecektir. Toplumun yarısını teşkil eden kadınlarımızı sosyal hayata katacak, geliştirecek adımların atılması gerekmektedir. İktidar,  bu konuda kadınlarla ilgili kurum ve kuruluşların, kadınlara yönelik çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarının, üniversiteler bünyesindeki kadın sorunları araştırma merkezlerinin seslerine kulak vermelidir.  Hükümet’in, Ortak Akıl ile mevcut sıkıntıların çözümlenmesi için işbirliği içerisinde olması ve yeni bakış açıları ortaya koyması zaruridir.

 

Ortak Akıl Politika Geliştirme

Sosyal Medya

Bizi takip edin, birlikte daha güçlüyüz...