Ülkelerin kaderlerini değiştiren olayları yöneten büyük liderler, bir ülkenin geleceğini belirlemekle kalmaz aynı zamanda tüm Dünya’ya da örnek olurlar.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan ve bu yıl 100’üncü yılını kutladığımız Lozan Barış Antlaşması, yıkılmış bir imparatorluktan tam bağımsız ve egemen bir Türk Devleti kurma başarısının tek ve en kalıcı örneği olarak tarihte yerini almıştır.
Bu antlaşma, TBMM Hükümetinin, I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ni mağlup eden devletlerle karşılaşıp hesaplaşmasının belgesidir. Ayrıca bu Belge, 1. Dünya Savaşı sonrası sonrasında yapılan en başarılı antlaşma ve modern çağın en kalıcı uluslararası metinlerinden birisidir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu ve bu vatanın tapu senedi olan Lozan Antlaşması; 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’de noktalanan ve karakteri bağımsızlık olan Kahramanların kazandığı askeri zaferleri, siyasi zaferle taçlandıran, kayıtsız ve şartsız olarak Ülkemizin bağımsızlığını tescil eden ve tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmasını sağlayan hukuki bir belgedir.
Antlaşmanın mimarı Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve Milli Şef İsmet İNÖNÜ’yü ve bu antlaşmanın yapılmasında emeği geçen tüm kahramanlarımızı minnet ve saygıyla anıyoruz.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1927’de Ankara’da yaptığı ve “Büyük Nutuk” olarak bilinen tarihi konuşmasındaki ifadeleriyle Lozan Barış Antlaşması; “(…), Türk milleti aleyhine asırlardır kurulmakta olan ve Sevr Antlaşması ile başarıya ulaştıklarına inandıkları büyük bir kumpasın, başarısızlığını kati bir şekilde ortaya koyan belgedir. Lozan Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğunun tamamında eşi benzeri olmayan bir siyasi zaferi” ifade etmektedir.
Lozan Antlaşmasının süresi ve gizli maddeleri olduğu safsatalarını yayarak bu bağımsızlık belgesinin önemini azaltmaya çalışan “mandacı ve himayeci” çevrelerin “Sevr”i gündeme taşımaya yönelik kötü niyetli çabaları bir sonuca ulaşamayacaktır.
Dünya’da yaşanan sağcı ve milliyetçi akımlardaki yükseliş karşısında, Lozan’ı tartışmaya açmaya ve dolayısıyla bağımsızlık ve birliğimizi tehlikeye atmaya yönelik söylem ve eylemlere karşı uyanık olunmalıdır.
Bilinmelidir ki Lozan Anlaşması, Dilimizdir, Bayrağımızdır, İstiklal Marşımızdır, Ankara’dır ve dahası Cumhuriyettir.
Lozan’a sahip çıkmak özgürlük ve bağımsızlık sevdalısı Türk milletinin bir görevidir.
Ortak Akıl Platformu olarak, Lozan Antlaşmasının arkasındaki siyasi iradenin lideri Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e, Heyet Başkanı İsmet İNÖNÜ’ye ve Heyetin diğer tüm üyelerine bir kez daha şükranlarımızı sunar, Platform olarak Lozan anlaşmasının ilelebet arkasında olacağımızı ifade ederiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.