Kentleşme Açısından Ankara
Önem taşıyan ayrıntılara değinirsek; Türkiye’deki ilkler bağlamında aşağıdakileri bilmek ve Ankara’nın önemini anlamak gerekmektedir. Kentsel nitelik değişiminin, ilklerin ve çağdaşlaşmanın da başkentidir Ankara.
Bu bağlamda; Ankara geleneksel kent dokusunun dışına çıkan, Yenişehir adıyla anılan yeni bir kentsel parça yaratan bir başkenttir. Bakanlıklara ek olarak batılı ülkelerin büyük ilgisi ile Kızılay-Kavaklıdere arasında Elçiliklerin yoğunlaşması ile bu kentsel parça Ankara’nın en prestijli kesimi olmuştur. Bu kesimde hem görünüm hem de yaşam biçimi Avrupalıdır. Dikimevi-Kızılay-Bahçelievler ekseninin (giderek ODTÜ yerleşkesi ve Eskişehir yolu) güneyini kentsel morfolojisi Kuzey Ankara’dan (Ulus, Keçiören, Altındağ, Yenimahalle ve diğerleri) büyük ölçüde farklılaşmıştır.
- İlk Toplu Konut Uygulamaları, kooperatifler ve kooperatif birlikleri eliyle gelişmeler Ankara’da başlamıştır. (Kent-koop tarafından gerçekleştirilen Batıkent, Toplu Konut İdaresince yapılan Eryaman Projesi)
- Kültür ve Sanat Hayatındaki İlkler, bu bağlamda ilk örgün kültürel yapılar ve etkinlikler de Ankaralıdır. Örneğin; Devlet Opera ve Balesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi ve diğerleri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Cuma Konserleri bu bağlamdadır.
- Örgün Müzelerin doğum yeri de Ankara’dır. (Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Etnografya Müzesi ve diğerleri)
Ulaşım Planlaması ve Ulaşım Yatırımları Açısından Ankara
Ankara’nın ulaşım sektöründe de pek çok ilki vardır.
- İlk Troleybüsler (Ulus-Kızılay Hattı)
- İlk metro proje ve uygulamaları (ANKARAY, Kızılay-Batıkent Hattı)
- İlk ulaşım planları ve uygulamalar (İlk Tahsisli Yol Bahçelievler-Dikimevi Hattı)
- İlk Yaya Bölgeleri Uygulamaları (Sakarya ve İzmir Caddeleri ve sonrasında diğerleri)
Kültürel Donatılar ve Etkinlikler Açısından Ankara
Cumhuriyetin önceliklerinden birisi çağdaşlaşmak, bilim, kültür ve sanat faaliyetlerini geliştirmektir. Bu tercih en fazla Ankara’da vücut bulmuştur. 1925’ten itibaren üniversite ve fakülteler açılmış, üniversiteler şehrin çehresini değiştirmiştir. Ankara Üniversitesi (Hukuk 1925, Ziraat 1933, Üniversite Oluşumu 1946), Gazi Eğitim Enstitüsü (1926), sonrasında 1982 yılında Gazi Üniversitesi, ODTÜ (1956) ve Hacettepe Üniversiteleri (1967) günümüzde de Türkiye’nin en seçkin yüksek eğitim kuruluşları arasında yer almaktadır.
Sosyalleşme, Çağdaş Yaşam ve Kültürel Değerler Açısından Ankara,
Batılı bir başkentin her yönüyle ve eksiksiz gelişmesi, gastronominin serpilmesi, yeme–içme mekanlarının artması, bunların sosyal temas ve buluşma noktaları olarak işlev görmesi bir Cumhuriyet politikası olarak değerlendirilebilir. Cumhuriyetle anılır özgün mekanlar kentin sosyal yaşamında önemli yer tutmuştur. Bunlar; siyaset, kültür, sanat, bilim adamlarının ve basın mensuplarının buluştuğu, Cumhuriyet gündeminin konuşulduğu ve oluşturulduğu yerlerdir. Örneğin, Ankara Palas, Karpiç Lokantası, AOÇ Merkez Lokantası, RV Restoran, daha sonraları Piknik, Liman, Karadeniz, Körfez ve Washington Lokantaları böyle yerlerdir.
Sportif Faaliyetler Açısından Ankara
Bu alanda da öncü hareketler görülmektedir. Her şeyden önce 19 Mayıs spor gösterilerine sahne olmuş, spor halka yayılmıştır. Ankara takımları futbol dışındaki branşlara da yönelmişlerdir. Futbolda Güneşspor, Muhafızgücü gibi takımlar başarılı olmuşlar, Muhafızgücü Türkiye şampiyonluğunu Ankara’ya getirmiştir.
Sorunlar Bağlamında Ankara
Ancak, Ankara çağdaş haraketliliklerin yanı sıra, hızlı kentleşmenin sorunlarını da çok ciddi olarak yaşamıştır. Bu bağlamda;
- İlk Gecekondular, İstanbul’la eş zamanlı olarak Ankara’da görülmüştür. (Mamak, Tuzluçayır, Keçiören ve vd.)
- İstanbul ile birlikte ilk dolmuşlar, minibüs hatları ve taksi dolmuşlar, (Dikimevi-Bahçeli, Ulus – Bahçeli, Ulus-Mamak hatları ve diğerleri)
- İlk Devlet Mahalleri, Amele Mahalleleri (Saraçoğlu, Bahçelievler, Yenimahalle ve benzer diğerleri)
Yeni Şehirler, Bahçe Kentler ve Yeni Başkentler
Birleşik Krallıkta sanayi devrimi sonrası yaşanan çok ciddi kentsel sorunlar ve yaşam güçlükleri 1800’lerde yeni kentler (New Towns) ve bahçe kentler (Garden Cities) akımlarını doğurmuştur. Bu iki kavram, madencilik ve sanayiye bağlı olarak ortaya çıkan; aşırı kirliliğe, kaotik ve çekilmez hale gelen kentsel yaşama çözüm olarak gelmiştir.
Tüm kuramsal tartışmalara ve pilot uygulamalara karşın beklenildiği kadar uygulama olanağı bulamamıştır. Yeni kent kuruması çabaları II. Dünya Savaşından sonra daha da artmıştır, ancak gerçekleşmeler İngiltere ile kısıtlı kalmıştır.
Yeni veya bahçe kentler teorik olarak çok haklı iddialar olsa da bazı yazarlara göre ütopik ve romantik girişimler olarak değerlendirilmelidir. Bu kısır gelişmenin temel nedeni yaklaşımın yönetsel, yasal ve finansal boyutlarındaki eksikliklerdir.
Yeni kentlerin en bilinen örneği Milton Keynes’tir. 1960’larda inşasına karar alınan yeni kent şimdilerde 50 yaşındadır. Kent Londra ve Birmingham’ın tam ortasındadır. Bir barınma, çalışma ve alt merkez olarak, dengeleyici ve iki büyük kentin yükünü hafifletici yerleşme olarak planlanmış ve bazı sektörlerde önemli başarılar kazanmıştır, uluslararası ilginin yoğunlaştığı yer olmuştur. Pek çok yerde örnek alınmıştır. Başarısızlıklarından da dersler çıkarılmıştır. Günümüzde Milton Keynes; özellikle hizmetler sektöründe serpilen, kentsel hizmetlerde uzmanlaşan, pek çok uluslararası firmanın yerleştiği nüfusu 200 bini aşan bir kenttir. Londra ve Birmingham’ın günümüz nüfusları gözetildiğinde, Milton Keynes’in en azından nüfus dengelemesi açısından başarısı sorgulanabilir. Türkiye’den Yeni Kentlere bir benzetim yapılacak ise bu, Milton Keynes’ten daha fazla nüfusuyla Batıkent olacaktır.
Yeni Bir Başkent Olarak Ankara; Öncü Rolü ve Uluslararası Etkileri
Ankara ne bir bahçe şehir ne de bir yeni kenttir. Kuruluş gerekçesi çok daha farklıdır. Ankara yeni bir Devletin yıkılmış bir imparatorluğa karşı çıkışı, 3 büyük devlete başkentlik yapan İstanbul’un elinden bu payeyi alan ulusal bir hareketin başşehridir.
Ankara uluslararası düzeyde yeni başkentlere esin kaynağı olmuştur.
Dünyada; hemen hepsi Avrupa dışında olmak üzere, bu yüzyılda 15’ in üzerinde yeni başkent inşa edilmiştir. Ankara’nın yanı sıra, diğer Türki Cumhuriyetler de yeni başkentler kurmuşlardır. Örneğin Kazakistan’ın yeni başkenti Astana’dır.
Bir Kısım Yeni Başkentler
Sıra | Başkent | Ülke | Kıta | Yıl | Kuruluş Gerekçesi |
1 | Abuja | Nigeria | Afrika | 1991 | Merkezi coğrafi konum ve kolay erişilebilirlik |
2 | Belmopan | Belize | Amerika
(Karayipler) |
1970 | Belize’nin tayfunda yıkılışı |
3 | Brasilia | Brezilya | G. Amerika | 1960 | Rio de Janeiro’nun aşırı kalabalık olması |
4 | Canberra | Avustralya | Avustralya | 1913 | Yeni başkentin Sidney and Melburn’un arasında olması ve buna iki kentin de bir itirazının olmaması |
5 | Gaborone | Botswana | Afrika | 1964 | Botswana’nın Bağımsızlığına Kavuşması ve bir başkente gereksinimi olması |
6 | Islamabad | Pakistan | Asya | 1967 | Karaçi’den daha kolay ve güvenli yaşam olanakları sunması |
7 | Naypyidaw | Burma | Asya | 2005 | Merkezi konumu |
8 | New Delhi | Hindistan | Asya | 1912 | Tarafsız ve kabul edilebilir özelikler sunması |
9 | Ngerulmud | Palau | Okyanusya | 2006 | Aşırı yoğunlaşmayı önleyecek konumda olması |
10 | Palikir | Mikronezya | Okyanusya | 1989 | Aşırı yoğunlaşmayı önleyecek konumda olması |
11 | Washington, DC | ABD | K. Amerika | 1800 | Siyasal olarak tercih edilmesi ve aşırı yoğunlaşmayı önleyecek konumda olması |
Ankara’nın kuruluş gerekçesi yukarıdakilerden büyük ölçüde farklıdır. Ankara, bir varoluş mücadelesinde en uygun yer olduğu için başkent olmuştur. Kuşkusuz, bu seçimde coğrafi özellikler, demiryolu bağlantısı, olası cephelere yakınlık gibi ölçütler de önemli rol oynamıştır.
2000 li Yıllarda Ankara
Ancak, Cumhuriyet Ankara’sı 2000’li yıllarda politik konjonktüre bağlı olarak ciddi dönüşümler geçirmiştir. Her şeyden önce, tüm kentsel topraklar ranta açılmıştır. Merkezi yönetim ve Ankara yerel yöneticileri; 2000’li yıllardan itibaren Başkentin ana misyonunu en üst düzeyde rant, kentsel gelişmeden en çok kar etmek olarak görmüşlerdir. Geçmiş yılların yönetsel, kültürel merkezi ve üniversite kenti Ankara nitelik değiştirmiş, imalat sanayinde de söz sahibi olmuştur. En gelişmiş ve en fazla istihdam yaratan sektörler arasında inşaat en ön sıralardaki yerini almıştır. Nitekim Avrupa kentleri arasında en fazla gökdeleni olan 2. kent Ankara olmuştur. Toplumsal sektörlerde gerilemeler başlamış, Ankara üniversiteleri dünya üniversiteleri ligindeki yerlerini kaybetmişler ve çok altlara inmişlerdir. Başkentin Türkiye Süper liginde mücadele eden futbol takımı kalmamıştır. Yeni Kültür Sarayının yapımı yıllar almış, inşaat kerhen bitirilmiş, ancak yeni külliyeler hızla tamamlanmıştır.
Ankara’nın gelişme alanları ana devlet yolları boyunca kilometrelerce uzamış, Ankara’ya 30 km’den fazla uzaklıkta yer alan; Temelli, Kazan, Yenikent, Elmadağ, Çubuk, Akyurt gibi yerleşmeler Ankara yerleşik alanı içinde kalmıştır. İhtiyaç fazlası binlerce konut üretilmiştir. Bunların çoğu günümüzde boştur. Bu verimsiz yatırımlar ayrıca çok pahalı kentsel hizmet sunumlarına yol açmıştır.
Eski Ankara’yı yaşayanlar O günleri özlemle anmaktadır. Ankara ekonomik olarak pahalı ve toplumsal olarak ruhsuz hale dönüşmüştür. Günümüzün Ankara yerel yönetimi sorunları gidermeye ve sıkıntılı yapıyı onarmaya çalışılmaktadır.
Ancak, unutulmamalıdır ki Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkan demokratların çoğunlukta olduğu Ankara’da, 1994 yerel seçimlerinde kısır parti çekişmeleri ve kişisel inatlaşmalar nedeniyle yönetim el değiştirmiştir. Yaklaşık 30 yıl boyunca ödenen bu ağır bedelin nedeni budur. Bu dönem; Cumhuriyetin kurucu değer ve ideallerinden kopulduğu, kültür, sanat ve bilim alanlarında geriye düşüldüğü ama kentsel rantın en önemli yönlendirici olduğu yılları kapsar.
Sonuç
Cumhuriyet Ankara’sı, bir Cumhuriyet ideali ve iddiasıdır. Cumhuriyetin kurucu değerlerinin kent mekânına dönüştüğü yerdir. Ulusal niteliği ve özelikleri ağır basar. Ankara çağdaş uygulamalarıyla diğer tüm Anadolu kentlerine örnek teşkil etmiştir. Öyle ki, pek çok kentimizde Ankara’daki gibi; “Gençlik Parkları” ve “Batıkentler” bulunmaktadır. Bu nitelikleri ile Ankara İstanbul’dan çok farklıdır. Uluslararası bir metropol olan İstanbul ise ikinci bir yazınının konusu olacaktır.