Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Zaferin 2. Yıldönümündeki sözleri 30 Ağustos’un bugün bizler için ne anlama geldiğini göstermektedir.
“30 Ağustos Zaferi, Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”
Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü yayınladığı açılış bildirisiyle “Türkiye Halkını emperyalizm ve kapitalizmin tahakküm ve zulmünden kurtararak irade ve egemenliğine sahip kılma” amacını dünyaya ilan etmiştir.
Bu amaca, 30 Ağustos 1922’de işgalci düşman güçlerinin dize getirildiği Başkomutanlık Meydan Muhaberesi ile ulaşılmış ve emperyalizme tarihte askeri alanda ilk mağlubiyetini yaşatmıştır.
Türkiye, 30 Ağustos Büyük Zaferi ile yalnızca bağımsızlığını kazanmamıştır. Aynı zamanda demokratik bir geleceğe de doğmuştur.
Ulusal irade demokratik süreç içinde harekete geçirilmiş, toplumu yönetim gücünün kaynağı “Ulus”a indirgenmiştir. Bu süreçte, altı yüz yıl boyunca sömürü ve baskı aracı olarak kullanılan kimi “doğaüstü” hukuk, siyaset ve egemenlik kavramları ile kurumları bütünüyle yıkılmış, yerlerini yeni, çağdaş, demokratik laik ve hukuk devleti anlayışının kavramlarına ve kurumlarına bırakmıştır.
Beş yıllık uzun ve zorlu bir süreçte gerçekleştirilen Kurtuluş ve Kuruluş mücadelemiz, bir anlamda tarihin yeniden yazılışıdır.
Ulusal kurtuluşumuzun miladı olan 30 Ağustos Büyük Zaferi, ABD’de yayınlanan Time dergisinin 24 Mart 1923 günlü 4. sayısında övgüyle anlatılmıştır:
“Mustafa Kemal Paşa; ‘Türk nerede kendisinin efendisidir?’ sorusuna verilen ‘cehennemde’ yanıtının yerine ‘Türkiye’de” yanıtını vererek bu sözün aksini ispat etti…
O hiç şüphesiz modern tarihin en büyük isimlerinden biridir. Ve şimdi Türkiye’nin kazandıklarına sahip çıkmaya azimli olarak Batı’nın gizli güçlerine karşı duruyor…”
Kapağında kalpaklı Atatürk resminin de yer aldığı dergide, ünlü tarihçi Arnold Toynbee’nin Atatürk hakkındaki görüşlerine de yer verilmiştir:
“Mustafa Kemal Paşa hiç şüphesiz çağdaş tarihin büyük şahsiyetlerinden biridir. Yaşama geçen milli hareketin ilhamıyla, bir Türkün Anadolu’da kendi efendisi olabileceğinin canlı bir örneğidir.”
30 Ağustos Zaferi, bu sonuçlarıyla sadece Türk Ulusunun zaferi değildir. Aynı zamanda dünyada ezilen bütün Uluslara da esin kaynağı olmuştur.
Esaret altındaki ülkelerin tam bağımsızlık yolunu aydınlatan, hatta tüm insanlığın özgürlüğe, kurtuluşa, başı dik ve onuruyla yaşama kararlılığına yönelmesi yolunda örnek olan bir zaferdir.
Türk Ulusunun Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirdiği Bağımsızlık Mücadelemiz bu sonuçlarıyla Batılı emperyalist ülkeler için hiç beklemedikleri tarihi bir darbe olmuştur. Bunu ünlü İngiliz tarihçisi Arnold Toynbee şöyle özetlemiştir:
“Yeryüzünde hiçbir devrim, Kemalist Türk Devrimi kadar dünyada şaşkınlık yaratmadı…”
Batılı devletler şaşkınlık yaşarken, emperyalist Batının tutsağı mazlum Ulusların kalbi ve kulağı Ankara’ya ve Türk Devrimi’ne odaklanmıştır.
Atatürk, Asya’dan Latin Amerika’ya kadar çok sayıda mazlum Ulusun kahramanı haline gelmiştir.
Hindistan’ın efsanesi lideri Mahatma Ghandi, 30 Ağustos Zaferi’nin haberini alınca, 8 Eylül 1922’de düzenlediği basın toplantısında coşkusunu şöyle dile getirmiştir:
“Türkiye Orduları bir devir kapatmıştır. Şimdi mazlum ve tutsak devletler ve Uluslar artık vazgeçilmez bir reçeteye sahiptirler. Mustafa Kemal’in utkusu, Dünya için özgürlük ve bağımsızlık sancağıdır.”
Hint Müslümanlarının lideri M. Ali Cinnah da iki gün sonra, 11 Eylül 1022’de Londra’da 30 Ağustos Zaferini kutsamıştır:
“Ne biz ne de her kıtada yaşamakta olan tutsak ve mazlum Ulusları bundan sonra tutamayacaksınız. Mustafa Kemal ve Türkler ki, kendileri için hazırlanan tabutu yayılmacıların başına geçirmişlerdir. Şimdi dünyada başlarına tabutlar geçirilecek başkaları da benzer sonuçlara hazırlanmalıdırlar.”
Dünyanın tüm esaret altındaki Ülkelerine örnek olan 30 Ağustos Zaferimizi “Halkın tamamını ilgilendirmiyor” gerekçesi ile Ulusal Bayram olarak kutlamaktan kaçınan gaflet, delalet ve ihanet içinde olanlara gereken yanıtı, 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 99. Yıldönümünü ülkemizin her bir köşesinde büyük bir onurla, gururla ve coşkuyla kutlayarak vereceğiz.
26 Ağustos günü başlayan, 30 Ağustos’ta Zafere ulaşan ve 9 Eylül’de hedefine ulaşan bu Ulusal şahlanışı yaratan Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla ve minnetle anıyoruz.