TÜİK verilerine göre ülkemizdeki işsizlik oranı %13 iken, çalışabilir engelliler arasında bu oran %78’dir. dir.
Kamu kuruluşlarında ve özel sektörde %3 engelli istihdam etme yasal zorunlululuğuna ne yazık ki, uyulmamaktadır.
Nitekim, kamuda engelli istihdamı 105 bin olması gerekirken, istihdam edilen engelli sayısı 63 bindir .
Bu durum, engellilerle ilgili yasalarla verilen hakları, bizzat devletin onlardan esirgediğini göstermektedir.
Günümüz itibariyle, toplumuzda resmî raporlara göre engellilik oranları % 40 – 69 ve 18 yaş altı olan 448.335 engelli ailesi 865 lira ; %70 ve üzeri olan 282.820 engelli birey ise 1.298 lira aylık almaktadır.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kayıtlarına göre, “Ağır Engelli” kişi sayısı 764 bin 271‘dir. Bunlardan 520. 068 kişiye evde bakım hizmeti verilebilmektedir..
Evde engelli bakım aylığı ise 2.354 liradır.2022 sayılı yasaya göre 836 bin kişiye ödenen yaşlılık aylılığı ise 1.084 liradır.
Evde bakım yapan aile fertlerinin sosyal güvencesi yoktur.
Engelli aylıklarının ve evde bakım ücretlerinin belirlenmesinde 18 yaş üstü engellinin gelirinin değil, aile gelirinin esas alınması nedeniyle muhtaç durumdaki çok sayıda engelli mağdur olmaktadır.
Yaşadığımız ekonomik kriz ve önüne geçilemeyen fiyat artışları, engellilerin ve ailelerinin yaşamını daha da zorlaştırmıştır. Bu nedenle Sosyal Devlet olma ve yasalar gereği engellilere ve ailelerine yapılan bu ödemelerin ve diğer sosyal desteklerin biran önce arttırılması gerekmektedir.
Yasalar bir yana, engelli insanlarımız ve ailelerinin, eğitim, sağlık, istihdam, erişebilirlik ve toplumsal hayata katılımda yaşadıkları sorunların ivedilikle ortadan kaldırılması insani bir görevdir.
Engelli insanların da bu dünyanın yollarında yürümek,okullarında eğitim görmek ,çalışmak,üretmek ve başkalarına muhtaç olmadan anlamlı bir hayat sürmek, insanca yaşamak ve yaşamın tüm nimetlerinden yararlanma halklarına sahip oldukları unutulmamalıdır.
İçinde bulunduğumuz Engelliler Haftasında, bu insanlar ve aileleri yaşadıkları sorunları ,taleplerini dile getirerek, bu dünyada biz de varız diyecekler, seslerini duyurmaya çalışacaklardır.
Çağdaş bir insan, çağdaş bir toplum ve çağdaş bir devlet olma yolunda bu seslere özen ve dikkatle kulak verilmelidir.