Clicky

ABD’nin ”Teyit Edebilirsek” Açıklaması ve Diplomaside “İnanılır ve Güvenilir” Olma – Dr. Hakan Akbulut – Ortak Akıl Politika Geliştirme
Ortak Akıl Politika Geliştirme

ABD’nin ”Teyit Edebilirsek” Açıklaması ve Diplomaside “İnanılır ve Güvenilir” Olma – Dr. Hakan Akbulut

M.Ö. 13. yüzyılın başında Hititliler ve Mısırlılar arasında imzalanan Kadeş Antlaşması, ilk yazılı diplomasi belgesi ve diplomasi tarihinin başlangıcı olarak kabul edilir. ,

O tarihten bu yana diplomaside inanılır ve güvenilir olma, diplomasinin önemli etik değerleri arasında sayılmıştır. Bu konuda sayfalar ve ciltler dolusu metinler, makaleler, kitaplar yazılmış ve gelecekte yenileri de yazılacaktır.

Konu hakkında biz de bir şeyler yazma ihtiyacı; ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün Kuzey Irak’ta teröristlerce öldürülen 13 vatandaşımız ile ilgili  ahiren yaptığı açıklama sonrasında oluşmuştur.

Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın bilgisini 14 Şubat günü önce Savunma Bakanı Akar duyurmuş, Bakan Akar’ın açıklamasını müteakip Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da bir mesaj yayınlayarak, “Kahraman askerlerimizin karşısına çıkamayan korkak terör örgütü 13 masum vatandaşımızı kalleşçe öldürdü……” demiştir.

Her iki bakanın açıklamaları hemen sonrasında 15 Şubat sabahın erken saatlerinde ABD’den yukarıda bahsettiğim açıklama gelmiştir.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü NedPrice yaptığı açıklamada “ABD, Irak’ın Kürt bölgesinde Türk vatandaşlarının ölümünü acıyla karşıladı. Eğer bu saldırının PKK’nın sorumlu olduğunu teyit edebilirsek olayı olabilecek en sert şekilde kınayacağız” demiştir.

 

Bu Açıklamama Ne Anlama Gelmektedir?

Bu açıklama “biri diplomasinin patronu, diğeri askeri otoritenin patronu iki en üst düzey Türk yetkilinin sözlerine inanmıyoruz, olanları bir kez de biz soruşturup kontrol edeceğiz” anlamına gelmektedir.

ABD tarafı bu açıklama ile açıkça “sizin sözleriniz bizim için inandırıcı ve güvenilir değil” demektedir.

Bu açıklama diplomasi ve iki ülke ilişkileri açısından sözün bittiği yerdir .

ABD tarafının diplomatik teamülleri hiçe sayarak ortaya koyduğu bu tavır kabul edilemez.

Dışişleri Bakanlığı’nın ABD Büyükelçisini Bakanlığa çağırması, Bakan Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile telefon görüşmesi, yapılması gereken girişimlerdir ve yapılmıştır.

Bu girişimlerde ABD tarafına yönelik nasıl bir dil kullanıldığı bilinmemekle birlikte, temennimiz görüşmelerin dostlar alışverişte görsün yaklaşımı içinde gerçekleşmemiş olmasıdır.

Dileriz muhataplara gerekli mesajlar verilmiştir ve bu tür nezaketsizlik ve saygısızlık ABD tarafınca bir daha tekrar edilmez.

Ancak benzer nezaketsizliklere ve saygısızlıklara muhatap kalmama sadece bu tür girişimlerle önlenemez. Muhatap kalan ülkenin genel dış politika yaklaşımları ve uluslararası itibarı da, bu doğrultuda son derece önemlidir. ABD’nin mevcut tavrını düşündüğümüz zaman, ne yazık ki; Türk diplomasisinin hali hazırda bulunduğu yer, uluslararası itibarımız açısından üzücü bir noktadadır.

Dışişleri Bakanlığında geçmişte göreve başlayan aday memurlara öğretilen en önemli değerlerden biri, meslekte “inandırıcı ve güvenilir” olma keyfiyeti idi.

 

İnandırıcılığımızın ve Güvenirliliğimizin Sorgulandığı Bu Noktaya Nasıl Geldik ?

Biz bu noktaya bir günde gelmedik.

Yıllardır dış politikada yapılan yanlışlıklar, temkinli ve tutarlı diplomatik girişimleri pasif ve kişiliksiz dış politika olarak nitelendirmeler, dünyanın gözünün içine baka baka gerçekleri çarpıtan dış politika yaklaşımları, uluslararası topluma “parmak sallamalar”, dış politikayı iç politikaya alet etme tavrı bizi bugünlere getirdi.

Yurtdışına yönelik “inandırıcılığı ve güvenilirliği” en yüksek seviyede olması gereken Dışişleri Bakanlığının bazı açıklamaları, Dışişleri Bakanının bazı tutum ve davranışları maalesef dışarıda ülkemiz için büyük itibar ve güven kayıplarına neden oldu, olmaya da devam etmektedir.

Eski bir devlet bakanının Hollanda’ya girme hikayesini hepimiz hatırlıyoruzdur. Bakan Çavuşoğlu’nun o gün kameralar karşısına geçip söylediklerini unutmamız çok zor. O gün dışarıya verilen mesajları ve ülkemizin dış politikası adına söylenenleri tarifsiz üzüntü içinde izlemiştik.

Dışişleri Bakanlığı’nın Boğaziçi Üniversitesinde yaşananlarla ilgili ahiren yaptığı açıklama da yine ibret verici bir yaklaşım olmuştu.

Yukarıda verdiğimiz iki örnek dışında, başka örnekler de sıralanabilir, ama bunu gereksiz görüyoruz.

Ülkemizin inandırıcılığı ve güvenilirliği konularında Dışişleri Bakanlığının ve Dışişleri Bakanının önümüzdeki dönemde daha dikkatli olması elzemdir. Yapılan açıklamalara ve söylemlere dikkat edilmesi gerekir.

Ülkemizin yurtdışında itibarı ve inandırıcılığının yeniden tesis edilmesine yönelik adımlar bu doğrultuda hayati önem taşımaktadır.

Ne ABD ne de başka bir ülke; yetkili makamlarımızca yapılan açıklamalara “teyid edebilirsek” yaklaşımı içinde olmamalıdırlar.

Buna fırsat verilmemelidir.

Hep söylüyoruz, dış politika ve diplomasi zor zanaattır ve ehil ellerde olması gerekir…

Dr. Hakan Akbulut

Sosyal Medya

Bizi takip edin, birlikte daha güçlüyüz...