Covid-19 salgınının ortaya çıkmasıyla, gerek toplumsal yapıda ve gerekse de tarım, sanayi, eğitim, ulaştırma gibi birçok alanda bazı önemli değişimlerin gündeme gelmesi kaçınılmaz oldu. İşte bu köklü değişimin yaşandığı alanlardan birisi de hiç kuşku yok ki, sağlık sektörüdür.
COVID-19 ve İNOVASYON
Bilindiği üzere, sağlık sektörü Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) ile çok yoğun bir şekilde içli dışlı olup, bu olgu Covid-19 sürecinde daha da ivme kazanmıştır. Buna somut bir örnek de verilebilir. Hastanelerin dezenfeksiyonu normal koşullarda bir işçinin dezenfeksiyon solüsyonunu odalara püskürterek yapılmasında ya da başka bir klasik yöntemle işçiler tarafından manuel olarak temizlenmesinde çok doğal olarak insan hatası, dalgınlığıyla bazen eksiklikler, yanlışlıklar olabilmekte.
Bunun önüne geçebilmek ve zamandan kazanmak, işçilik maliyetlerini azaltmak üzere AB, hastanelerin dezenfeksiyonunu yapacak akülü, yapay zekalı bir robotun belirli koşullara ve standartlara göre prototip olarak üretilip yarışmak üzere gönderilmesini istendi. AB, bu prototiplerin üretilmesi için harcanacak ARGE masrafını karşılayacağını ve sonuçta teknik standartlara uygunluk ve maliyet durumuna göre yarışmayı kazanacak olan ürünün AB üyesi ülkelerdeki hastanelerde kullanılacağını duyurdu.
Bu hibe projesi AB üyesi ülkelerdeki ARGE firmalarına açık olduğu kadar, Ülkemiz dahil tüm AB üyeliğine aday ülkelere de açık olduğunu duyurdu. Sonuçta çok sayıda ülkeden onlarca prototip gönderildi ve yapılan elemeyi 2013’te Danimarka’da kurulmuş 8 – 10 mühendisin çalıştığı çok küçük bir ARGE firması kazandı.
Bu dezenfeksiyon robotu ilk kez Slovenya’daki hastanelerde kullanılmaya başlandı, günümüzde 1000’e yakın hastanede kullanılmakta ve bu sayı her geçen yıl daha da artmaktadır.
Bu robotta mor ötesi ışık kullanarak bir hasta odası 10 dk gibi oldukça kısa bir sürede dezenfekte edilebilmekte. Tek bir şarjla 18 hasta odası dezenfekte edilebilmekte.
Şurası da bir gerçek ki, Ülkemizdeki ARGE firmalarına, üniversitelerimize, genç mühendislerimize, KOBİ’lere bu duyuru ilgili kurumlarca gerektiği şekilde ve zamanında yapılabilmiş olsaydı belki de, fiyat / maliyet / verimlilik vb açısından bizim bir TÜRK ürünü seçilip şimdi hastanelerde kullanılıyor olabilirdi. Dahası sonucun böyle olacağına da gönülden inanıyorum. Ancak gerekçesi ne olursa olsun bu duyuru gerektiği şekilde yapılmadığı, ilgilenilmediği için bu çok güzel olanaktan ülke olarak yararlanamadık.
COVID-19 SONRASI AB SAĞLIK SEKTÖRÜNDE YENİ YAPILANMA
COVID-19’un yaklaşık 2 yıllık yoğun sürecinde edinilen deneyimler çerçevesinde AB tarafından tarım, ulaştırma, tedarik zinciri, eğitim gibi birçok alanda kurumsal, yapısal, idari ve yasal anlamda bazı köklü değişikliklere gidildi ya da daha önceden var olan kurumsal yapılarda bazı değişikliklere gidildi. Bu alanlardan birisi de kuşkusuz sağlık sektörü.
2020 yılında Covid-19 salgının ortaya çıkması ve sadece AB’yi değil, tüm dünyayı her alanda çok olumsuz etkilemesi, ekonomik krize yol açması nedeniyle ve çok daha önemlisi bu salgından elde edilen deneyim çerçevesinde, AB gelecekte olası bu tür durumlara karşı çok daha hazırlıklı olabilmek üzere European Health Union (EHU) (Avrupa Sağlık Birliği) adında oldukça farklı ve köklü bir değişikliğe yol açacak şekilde yeni bir yapılanmaya gitti.
EHU’da 3 ana ilke benimsenmiştir.
- AB vatandaşlarının sağlığının çok daha iyi korunması
- Gelecekte olası salgın hastalıklara karşı çok daha hazırlıklı olunması
- Çok daha güçlü ve BİT yoğun bir Avrupa sağlık sisteminin kurulması
Diğer taraftan EHU tarafından yayınlanan Avrupa Sağlık Birliği Bildirisi incelendiğinde, bir anlamda sadece çağımızın değil, çağın ötesini de görüp yorumlayacak şekilde tasarlandığı açıkça ortadadır. Sözkonusu Bildiri’de en çok da göze çarpan husus, özellikle nadir hastalıklar ve kanser konusuna ağırlık verilmesi ve ayrıca ABD’nin sağlık alanındaki en önemli kurumsal yapılarından birisi olan Biomedical Advanced Research and Development Authority (BARDA) (Biyomedikal İleri Araştırma ve Geliştirme Kurumu) benzeri bir yapının da AB bünyesinde kurumsal olarak ivedilikle kurulması hedeflenmiştir.
EHU yapılanması altında çok sayıda yeni kurulan ve sadece bu çağın gereklerini değil, aynı zamanda geleceğin de gereklerini karşılayacak şekilde tasarlanmış ya da yeniden yapılandırılmış bazı önemli başka kurumsal yapılanmalar da bulunmakta.
1) Health and Digital Executive Agency (HaDEA)
Sağlık ve Sayısal Uygulama Kurumu
HaDEA, daha ziyade içecek, gıda ve gıda güvenliği, ilaç ve sağlık alanında yürütülecek olan AB hibe proje ve programlarının yürütülmesinden sorumlu olan önemli kurumsal yapılardan biridir. HaDEA’ya AB bünyesinde yürütülen çeşitli hibe proje ve programlarından büyük kaynak aktarılmakta, 2021 – 2023 dönemi için kaynakların aktarıldığı AB’nin ana programları ise şunlardır.
- EU4Health Programı (4,7 milyar Avro)
- Horizon Europe, Pillar II, Cluster 1 Programı (4,1 milyar Avro)
- Single Market Programı (1,3 milyar Avro)
- Digital Europe Programı (0,8 milyar Avro)
- Connecting Europe Programı (1,7 milyar Avro)
- Horizon Europe, Pillar II, Cluster 4 Programı (5,6 milyar Avro)
2) Health Emergency Preparedness and Response Authority (HERA)
Sağlıkta Acil Durum Hazırlıklılık ve Müdahale Kurumu
HERA, Eylül 2021’de AB tarafından sağlık alanında kurulmuş en önemli yapılarından birisidir. HERA’nın kuruluşundaki temel ilke, adından da anlaşılacağı üzere sağlık konusundaki salgın başta olmak üzere, sağlıkla ilgili her türlü acil durumun erken tespiti, önlenmesi ve olası tüm olumsuz etkilerinin azaltılmasıdır. Nitekim Covid-19 gibi bir salgın olduğunda HERA, geçmişteki salgınlardan ders çıkartarak çok ivedi gerekli olan aşı, maske, dezenfektan, eldiven, ilaç gibi çeşitli malzemelerin en kısa sürede üretilip dağıtılarak toplumun yararına sunulmasını sağlamakla görevlidir.
HERA bünyesinde kurulan çok büyük bir ağ sayesinde AB üyesi ülkelerdeki tüm hastaneler, ARGE firmaları, ilgili sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler gibi ilgili tüm paydaşların birbirleriyle anlık iletişim içinde olup, gerektiğinde bilgi ve deneyim paylaşımı yapabilmelerine olanak sağlanmasına da çalışılmakta.
AB’nin sağlık alanındaki yeni gözdesi olarak 2021’de kurulan HERA’nın, AB’nin sağlık alanındaki önemli kurumsal yapılanmalarından olan European Centre for Disease Prevention and Control (ECDC) (Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi) ve European Medicine Agency (EMA)’ya (Avrupa İlaç Kurumu) göre çok daha farklı ve esnek bir yapıda olması öngörülmektedir.
3) European Health Data Space (EHDS) (Avrupa Sağlık Veri Uzayı)
AB’nin sayısal sağlık alanındaki en büyük dönüşümlerinden birisi de EHDS’dir. Sağlık alanında toplanıp analiz edilecek milyarlarca veri ve bilginin tek bir yerde toplanabilmesini sağlamak üzere AB, EHDS diye çok büyük bir projeye girişti ve büyük bir olasılıkla da bu projenin sonucunda oldukça farklı bir kurumsal yapılanmaya gidecek, daha doğrusu gitmek zorunda çünkü ilgili dokümanlarda buna ilişkin bazı somut öngörüler bulunmakta.
AB bünyesindeki tüm sağlık kuruluşlarından hastalara yönelik toplanan tüm verilerin güvenliği, analiz edilip işlenmesi gibi son derece önemli bir işlevin yerine getirilmesi hedeflenmektedir. Böylece tüm AB vatandaşlarının sağlıkla ilgili tüm verileri tek bir merkezde toplanacağı için örneğin bir Alman, bir başka AB üyesi olan Fransa’da hastalanıp hastaneye yatırıldığından Fransa’daki doktor, çok rahatlıkla Alman vatandaşına ait tüm sağlık verilerine, röntgenlerine, kullandığı ilaçlara, geçirdiği tüm ameliyatlara, reçetelerine ve sağlık raporlarına vb ne varsa hepsine tek bir düğmeyle ulaşabilmesi hedeflenmekte.
EHDS’nin tam olarak uygulamaya geçmesiyle beraber cihaz ve malzeme gibi kıt kaynakların etkin ve verimli kullanımı sonucu hastanelerde yılda 5,5 milyar Avro, ARGE firmalarında ise 5,4 milyar Avro’luk bir tasarrufun yapılacağı öngörülmekte.
4) Innovative Health Initiative Joint Undertaking (IHI JU) (Yenilikçi Sağlık Girişim Ortaklığı)
Yine Covid-19 sürecinde 2021 yılında AB tarafından kurulan IHI JU, sağlık alanında dünyanın en büyük ağına sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Nitekim sadece AB bünyesindeki sağlık kuruluşları, ARGE firmaları, üreticiler değil, aynı zamanda uluslararası anlaşmalar yoluyla başka ülkelerdeki sağlıkla ilgili kurum ve kuruluşlarla da gerekli bağlantı sağlanarak bu IHI JU ve ağı sayesinde işbirliği ve bilgi / deneyim akışı sağlanması hedeflenmektedir.
5) Başta Europe’s Beating Cancer Plan (Avrupa Kanserle Mücadele Planı) ve Pharmaceutical Stragey (İlaç Stratejisi) olmak üzere yani kanserle savaş ve ayrıca ilaç ve eczacılık alanında olmak üzere daha başka yapılanma ve programlar da devreye alınmakta. Her iki planda başta yapay zeka olmak üzere büyük veri, veri madenciliği, derin öğrenme, makine öğrenmesi gibi çeşitli BİT’lerden de yararlanılması öngörülmekte.
6) European Medicine Agency (EMA) (Avrupa İlaç Kurumu)
EMA, AB üyesi ülkelerde satışa sunulacak tüm ilaçların bilimsel yöntemlerle analiz edilip değerlendirilmesi, onaylanması, denetimi ve izlenmesi gibi çeşitli işlemleri yürüten önemli bir kurumsal yapı olup, bünyesinde tüm AB üyesi ülkelerden farklı konularda uzman binlerce kişi çalışmaktadır.
7) European Database on Medical Devices (EUDAMED) (Avrupa Tıbbi Cihazlar Veri Tabanı)
AB’nin sağlık alanında oldukça önemli bir başka kurumsal yapılanması olan EUDAMED sayesinde AB üyesi ülkelerde sağlık kurum ve kuruluşlarında kullanılan tüm cihazların üretimi, standardizasyonu, kullanım eğitimi, tamir, bakım, onarım, yedek parça, dağıtımı vb kısacası sağlık alanında kullanılan tüm cihaz ve BİT’lerin standardizasyon çalışmaları yürütülmekte.
eHealth Projesi (Elektronik Sağlık Projesi)
AB’nin sağlık alanındaki en önemli ve en büyük programlarından birisi de eHealth projesi olup, bu projenin 3 temel hedefi bulunmaktadır.
1) AB vatandaşları, bu proje sayesinde kendilerinin sağlık alanındaki tanı, tedavi anlamında her türlü verisine istediği ortamda zamandan ve mekandan bağımsız olarak ve güvenli bir şekilde tüm AB üyesi ülkelerde her an ulaşabilmesine olanak sağlanacaktır.
2) Yukarıdaki maddede belirtilen tüm veriler toplanıp incelendiğinde kişiye özgü ilacın üretilmesi de hedeflenmektedir. Kısacası bu projenin en önemli hedeflerinden birisinin sadece çok genel anlamda akıllı ilaçların geliştirilmesi değil, aynı zamanda kişiye özel ilaç üretimine de ağırlık verilmiş olmasıdır.
3) Çok özel olarak geliştirilecek yazılım ve cihazlar sayesinde kişiye özel tanı ve tedavi yöntemlerinin belirlenip uygulanması da son derece önemli hedeflerden birisidir.
2021 – 2027 dönemini kapsayan EU4Health (Sağlık İçin Avrupa) programında onlarca farklı alanda sağlık ve ARGE projeleri bulunmakta. Bunlardan birisi de, tüm hastanelerden örneğin göğüs kanserine yakalanmış tüm hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlar, semptomlar, her türlü tahlil ve röntgenler, hastaların yaş / yaşam şekli / yaşadığı ortam / genetik geçmişleri vb kısacası hastalara yönelik olarak alınabilecek tüm tıbbi veriler tek bir merkezde toplanıp yapay zeka tarafından bu milyarlarca verinin doktorların isteği doğrultusunda çok değişik açılardan karşılaştırılıp doktorun çok daha kısa zamanda ve çok daha doğru tanı ve tedavi yapabilmesine olanak sağlanmaya çalışılmakta.
Böylece tüm AB bünyesindeki benzer gruplarda örneğin göğüs kanseri olan tüm hastaların tüm verilerinin bir doktor ya da bir doktor grubu tarafından karşılaştırılmasının elle / gözle yapılması zaman açısından kesinlikle olanaksızdır. Bu olanaksızlığı zaman açısından doktora çok kısa sürede yapacak olan yapay zeka teknolojisidir. Bir de bu projenin uzak gelecekte tüm dünyaya yaygınlaştırıldığı düşünüldüğünde insanlığın sağlıkta yapay zeka kullanımı alanında geleceği aşamanın ne kadar ilginç olacağı açıkça ortadadır.
*Yazının devamı Çarşamba günü yayınlanacaktır.