Ülkemizdeki medeni kanun ve laiklik ilkesi ile insan ve yurttaş olarak kabul edilen ve yıllardır verilen çağdaşlaşma çabalarının önemli bir parçası ve öncüsü olan kadınlarımızın laik sistem sayesinde bugün sahip olduğu medeni hakların önemi, son yıllarda kadınların ve çocuklarımızın yaşadığı ahlaksız istismarlar karşısında bir kez daha anlaşılmıştır. Dindarlığı kendine göre belirleyen ve bu ülkenin kadınlarına kendi yarattığı dünyasında rol biçmeye çalışan din bezirganlarının belli yerlerden aldığı cesaretle sınırlarını fazlasıyla aştığı görülmektedir. Ülkemiz adına güvenlik sorunu haline gelen bu zihniyetteki tarikatların varlığı çocuklarımızın geleceğini tehdit eder boyuta gelmiştir. Çocuklarımızın güvende olmadığı bir yerde hiç kimsenin güvenliğinin olmayacağı bilinmelidir.
İstismarın ahlaki, vicdani, dini ve hukuki olarak hiç bir açıdan kabulü mümkün değildir. Son bir haftadır kamuoyunun gündeminde olan çirkin olayın aynı düşünce yapısına sahip kişiler açısından bir daha tekrarlanmaması adına en kısa sürede ve en ağır bir şekilde devletin adalet sistemi tarafından cezası verilmelidir.
Bazı kesimler için kabul etmek zor olsa da laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Ülkemiz dini kurallarla değil çağdaş hukuk kurallarına göre yönetilmektedir. Bu yönetim biçiminde kadınlarımız dahil bütün vatandaşlar gücünü ve haklarını birkaç kendini bilmez tarikat şehylerinden değil anayasadan ve kanunlardan almaktadır. Kanunlarımıza göre de 18 yaşını doldurmayanlar yetişkin değildir. Güzel ahlakı temel alan islam dinini kendi fantazilerine göre yorumlayan sözde tarikat liderleri sapıklığı ve sapkınlığı da bu şekilde meşrulaştırmanın yolunu bulmuştur.
Her gün kontrolsüz bir şekilde daha da çoğalan ve anayasal sisteme tehdit haline gelen bütün tarikat ve cemaatlerin denetim altına alınması amacıyla yasal düzenlemelerin yapılmasının bir zorunluluk olarak ortaya çıktığı bir kez daha görülmüştür. Çocuklarımızın ve ülkemizin güvenliği için bu konuda kimsenin geç kalma lüksü de yoktur.
ORTAK AKIL POLİTİKA GELİŞTİRME DERNEĞİ