Sosyal devlet anlayışı, diğer alanlarda olduğu gibi çalışma hayatını da tamamen liberal piyasa mekanizmasına bırakmayarak doğrudan veya dolaylı müdahale ve desteklerle olağanüstü dönemlerin en az hasarla atlatılmasının sağlamak adına gerekli politikaları hayata geçirmiştir. Bu amaçla Covid-19 salgınının yol açtığı olumsuz etkileri bertaraf etmek için uygulamaya konulan “kısa çalışma ödeneği” “iş sözleşmesinin feshi yasağı(ücretli izin)”, “Nakdi ücret desteği” ve “Normalleşme Teşviki” gibi destek ve tedbirler, bu dönemde ortaya çıkabilecek işsizliğin önüne geçilebilmesi ve çalışma hayatında istihdamın korunmasına ilişkin olan düzenlemelerdir.
Esasen bu destekler, Ülkemizin de yaşamış olduğu ve hayatın her alanını etkilediği Covid-19 salgınının kontrol altına alınması için getirilen kısıtlamaların olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmak için alınmış önlemlerdir. Olağanüstü dönemlerde alınan tedbirler ve getirilen teşvikler olağanüstü dönemin bitmesi halinde kaldırılan ve kalıcı olmayan düzenlemelerdir. Geçici nitelikli bu tedbirlerin neden olduğu mali yükler nedeniyle sürdürülebilir bir çözüm olmaması bir yana çalışma hayatının özü olan irade serbestliği üzerinde geçici de olsa bu alanın işleyişi üzerinde bir baskı oluşturduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Bu yazıda Covid-19 salgınının etkilerini azaltmak için alınan tedbirler/teşvikler ve yasaklara değinip normalleşmeye geçilmiş olan 1 Temmuz 2021 ve sonrasındaki süreçte nelerin değiştiğinden bahsedilecektir.
1-Kısa çalışma ve buna bağlı ödeme
Ülkemizi de önemli ölçüde etkisi altına alan Covid-19 salgının başladığı 2020’nin Mart ayından itibaren kısa çalışma ödeneğinin şartları kolaylaştırılarak, tüm işverenlere, çalışanları için kısa çalışma ödeneğinden yararlanma imkanı sağlanmıştır. Bir seneden fazla bir süredir devam eden kısa çalışma ödeneği uygulamasından Mart ayı itibariyle 3,7 milyondan fazla çalışana, 27,7 milyar TL ödendiği basına yansıyan bilgiler arasındadır.
Kısa çalışma ödeneği, genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulama olup temeli 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 2’nci Ek Maddesi olan bir ödemedir.
Burada bir dip not olarak hatırlatmak isteriz ki kısa çalışma ve ödeneği 15.05.2008 tarihli 5763 sayılı Kanunun 18’inci maddesiyle 4447 sayılı Kanuna eklenmiş olan bir uygulamadır. Diğer bir ifade ile bu hak Covid-19 salgını ile gelen bir hak olmayıp 2008 yılında İşsizlik Sigortası Kanununa taşınmış ve bu güne kadar uygulaması olan bir düzenlemedir. Ancak ortaya çıkan virüs salgınının neden olduğu zorlayıcı sebepler, işletmelerin işçileri ücretsiz izne çıkarmasına neden olduğundan kısa çalışma ödeneğine hak kazanma şartları hafifletilmiş ve daha çok işçinin kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilmesinin önü açılmıştır.
İşsizlik Sigortası Kanununun “Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği” başlıklı 2’nci ek maddesi ve bu yönde çıkarılan “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğe” göre;
- Ulusal veya uluslararası olaylardan dolayı belirli bir il veya bölgede faaliyette bulunan işyerlerinin ekonomik olarak ciddi şekilde etkilenip sarsılması (Bölgesel kriz),
- Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisini ve dolayısıyla işyerini ciddi anlamda etkileyip sarsması (Genel ekonomik kriz),
- Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olaylardan doğrudan etkilenen sektörler ve bunlarla bağlantılı diğer sektörlerdeki işyerlerinin ciddi anlamda sarsılması (Sektörel kriz),
- İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik, (Zorlayıcı sebep),
Gibi durumların ortaya çıkması ve yukarıda sayılan hallerin varlığına dayalı sebeplerle işyerinde uygulanan çalışma süresinin;
- İşyerinin tamamında veya bir bölümünde,
- Geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılmasına veya
- Süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmasına,
Neden olan hallerde işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilmektedir.
Bu durumda devlet, üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için “kısa çalışma ödeneği” ödenmesi ve “Genel Sağlık Sigortası primleri ödenmesi” şeklinde gelir ve prim desteği sağlamaktadır. Kısa çalışma uygulaması süresince işçilerin çalışmadıkları günler için Genel Sağlık Sigortası primleri İŞKUR tarafından SGK’ya bildirildiğinden ilgililer ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sağlık hizmetlerinden faydalanabilmektedir.
Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılmasını talep eden işveren, Kurum birimine, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı işçi sendikasına, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerin işyerine etkilerini ve zorlayıcı sebebin ne olduğunu belirtmek ve işyerine ait gerekli bilgileri vermek suretiyle yazılı bildirimde bulunmalıdır.
İşçinin kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için bizzat işverenin kısa çalışma talebinde bulunması ve bu talebin uygun bulunması gerekmektedir. Bu noktada öncelikle İşverenin başvuru koşullarının oluşması gerekmektedir. Bunun için de zorlayıcı sebeplerin varlığı halinde işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması şeklinde bir durum ortaya çıkmalıdır. Bu ödenek için başvuru, işçi adına işveren tarafından yapılmaktadır.
Kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için gereken şartlar nelerdir?
Ödenekten yararlanılabilmesi için, işverenin kısa çalışma talebinin uygun bulunması yanında, işçinin, kısa çalışmanın başladığı tarihte, 4447 sayılı Kanunun 50’nci maddesine göre çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması, gerekmektedir.
İşsizlik ödeneği, sigortalı işsizlere Yasada belirtilen şartları taşımaları halinde işsiz kaldıkları dönem için belirli süre ve miktarda yapılan ödemedir.
İşsizlik Ödeneğinden Yararlanma Koşulları aşağıdaki gibidir.[1]
- Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,
- Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olmak,
- Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
- Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurmak.
Bu şartları sağlayanlar işsizlik ödeneğine başvurabileceklerdir. Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının (% 40) yüzde kırkıdır. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39’uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçememektedir.
Yukarıda yer alan işsizlik ödeneği alma şartlarını taşıyan işçiler kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilecektir.
Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği şartları süreli olarak esnetildi.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda düzenlenmiş olan kısa çalışma şartları Covid-19 salgını nedeniyle 30 Haziran 2021 tarihine kadar esnetilmiştir.
Normalde işsizlik ödeneği alma şartlarını taşıyanlar kısa çalışma ödeneği alabilecekken, Covid-19 salgının beklenmeyen etkisi ve sonuçları nedeniyle işyerlerinin zorunlu bir şekilde kapatılmış olması, kısa çalışma ödeneği alabilme şartlarında da esnekliğe gidilmesine neden olmuştur.
4447 sayılı Kanunun Geçici 23’üncü maddesine göre, 30/6/2021 tarihine kadar geçerli olmak üzere, yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma başvuruları için, Ek 2’nci maddenin üçüncü fıkrasında işçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için öngörülen hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi hükmü, “kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödenmiş olması şeklinde uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu koşulu taşımayanlar da, kısa çalışma süresini geçmemek üzere son işsizlik ödeneği hak sahipliğinden kalan süre kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya devam etmesi öngörülmüştür.
Öte yandan, kapanan işyerlerinin işçi çıkarmalarının önüne geçilebilmesi için de vatandaşın kullandığı tanımlamayla “işçi çıkarma yasağı” getirilmiştir. Bu kapsamda kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmek için, iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25’inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan sebepler hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekir.
Bu madde kapsamında yapılan başvuru tarihini ve/veya kısa çalışma ödeneğinin süresini sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün olarak 30/6/2021 tarihine kadar uzatmaya ve birinci fıkrada belirlenen günleri farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır. [2]
Yapılan son düzenlemeyle 30.06.2021 tarihine kadar uzatılan kısa çalışma ödeneği alma şartlarına göre; kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödenmiş olması halinde, işverenin Kısa Çalışma talebi de uygun görüldüğü takdirde ödenekten yararlandırılmıştır.
Ödenek Miktarı
Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanunun 39’uncu maddesine göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçmesi mümkün değildir. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülmektedir.
Özetle, kısa çalışma ödeneği için işçinin, SGK’ya bildirilmiş son 12 aylık prime esas kazancın günlük ortalaması dikkate alınmakta ve bu kazancın da %60’ı oranında ödeme yapılmaktadır. İşçinin alabileceği en yüksek tutar, brüt asgari ücretin % 150’si kadardır.
Buna göre, 2021 yılı için kısa çalışma ödeneği üst sınırı (3577,5 x %150=) 5.366,25 TL’dir. Bu ödemeden kesilecek 40,73 TL damga vergisi nedeniyle kişinin eline geçecek olan 5.325,52 TL’dir. Yine 2021 yılı için en düşük ödenek ise aylık 2.146,5 TL olarak belirlenmiştir.
Kısa çalışma ödeneğinden SGK primi ve gelir vergisi kesintisi yoktur. Ödenekten sadece damga vergisi kesintisi yapılmaktadır.
Örneklendirecek olursak; İşçinin son 12 aylık ücret ortalamasının brüt 3.000 TL (hesap kolaylığı açısından yasal sınırlar ihmal edilmiştir.) ve 1 ay iş yerinin kapalı olduğu varsayımı üzerine işçinin günlük prime esas kazancı 100 TL’dir ve günlük kısa çalışma ödeneği de (100x%60) damga vergisi hariç 60 TL olacaktır.
Eğer işçinin aylık 12.000 TL kazandığını varsayarsak günlük 400 TL prime esas kazancı ve dolayısıyla 240 TL kısa çalışma ödeneği alması gerekecektir. Oysa ödemenin brüt asgari ücretin % 150’ sini geçemeyeceği (184,8 TL) belirtildiğinden işçiye yapılacak ödeme en üst sınırı geçemeyecektir.
Kısa çalışma ödeneğinin süresi üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma süresi kadardır. Diğer bir ifade ile kısa çalışma süresi 1 ay sürmüş ise ödenek de 1 ay için alınır. Kısa çalışma süresi 5 ay sürmüş ise alınacak ödenek 3 ay ile sınırlı olacaktır. Çünkü Kanun ve Yönetmeliğe göre kısa çalışma süresi 3 ay ile sınırlanmıştır. Ancak dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebep kapsamında ele alınan Covid-19 nedeniyle talep edilen kısa çalışma uygulamasında bu süreler 6 aya kadar uzatılmıştır.
Kısa çalışma ödeneği Cumhurbaşkanlığının, (29.06.2020 tarih ve 2706 sayılı, 30.07.2020 tarih ve 2810 sayılı, 30.08.2020 tarih ve 2915 sayılı, 26.10.2020 tarih ve 3134 sayılı, 23.12.2020 tarih ve 3317 sayılı, 19.02.2021 tarih ve 3556 sayılı, 22/4/2021 tarih ve 3910 sayılı) çeşitli Kararlarıyla uzatılmış ve son tarih 30/6/2021 olarak belirlenmiştir.
2-İşten çıkarma yasağı
COVID-19 salgınının olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla bir yandan kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, normale dönüş teşviki gibi uygulamalar hayata geçirilirken, bir yandan da işsizliğin artmasının önüne geçilebilmesi amacıyla iş sözleşmesinin işverence feshine sınırlama getirilmiştir.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 23’üncü maddesinde yapılan düzenleme ile COVID-19 kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle işverenlerin kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmeleri; iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25’inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan sebepler (işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebeplerle iş sözleşmesinin feshi) hariç olmak üzere 26.03.2020 tarihinden itibaren işveren tarafından işçi çıkarılmaması şartına bağlanmıştır.
Fesih yasağı konusundaki bir diğer düzenleme de 4857 sayılı İş Kanununun geçici 10’uncu maddesinde yapılmıştır.
Buna göre, 4857 sayılı İş Kanununun Geçici 10’uncu maddesine göre İş Kanununun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi;
- Anılan maddenin yürürlüğe girdiği 17.04.2020 tarihinden itibaren üç ay (30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatılmıştır) süreyle,
- 25’inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler,
- Belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi,
- İşyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi,
- İlgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi,
Halleri dışında işveren tarafından feshedilmesi yasaklanmıştır.
3-Nakdi Ücret Desteği
Nakdi ücret desteği, Koronavirüs (Covid-19) salgınının ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması amacıyla, 4857 Sayılı İş Kanununun Geçici 10’uncu maddesinde alınan tedbirler nedeniyle 4447 sayılı Kanunun geçici 24’üncü maddesi kapsamındaki kişilere ücretsiz izne çıkarıldıkları veya işsiz kaldıkları dönem için İşsizlik Sigortası Fonundan ve İŞKUR tarafından yapılan ödemedir. Yapılan düzenlemeyle işverenlerin, bazı istisnai durumlar hariç olmak üzere işçileri işten çıkarmalarına yasak getirilmiş, bunun yerine “ücretsiz izin” uygulamasına geçilmiştir. Bu çerçevede işe giriş tarihi 17 Nisan 2020’den önce olan ve ücretsiz izne ayrılan işçiye devlet tarafından “nakdi ücret desteği” ödemesi yapılmaktadır.
Konuyla ilgili İŞKUR’un web sayfasındaki açıklamalar aşağıdaki gibidir. [3]
Nakdi Ücret Desteğinden Yararlanacak Kişiler
- 17/4/2020 tarihi itibarıyla, iş sözleşmesinin bulunduğu işveren tarafından 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun geçici 10’uncu maddesi uyarınca ücretsiz izne ayrılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan işçiler,
- 15/3/2020 tarihinden sonra 4447 sayılı Kanunun 51’inci maddesi kapsamında iş sözleşmesi feshedilen ve aynı Kanunun diğer hükümlerine göre işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçiler,
- 2021 Mart ayında/döneminde iş sözleşmesinin bulunduğu NACE Rev.2 Ekonomik Faaliyet Sınıflamasına göre ana faaliyet kodu olarak 56 kodunda faaliyet gösteren işverenleri ile 61.90.05, 85.51.03, 93.11.01, 93.12.07, 93.13.01, 93.19.05, 93.21.01, 93.29.02, 93.29.03, 96.02.01, 96.04.01, 96.04.02 veya 96.04.03 kodlarında faaliyet gösteren işverenleri tarafından 4857 sayılı Kanunun geçici 10’uncu maddesi uyarınca 2021 Nisan ve Mayıs aylarında ücretsiz izne ayrılan işçiler,
Kısa çalışma ödeneği veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak kaydıyla ücretsiz izinde bulundukları veya işsiz kaldıkları süre kadar kapsam dâhilindedir.
Ayrıca; 1/1/2019-17/4/2020 aralığında 4857 sayılı Kanunun 25/(II) numaralı bendinde belirtilen sebepler dışında hizmet akdi sona erenler ile özel sektör işyerlerinde 2019/Ocak ila 2020/Nisan dönemlerinde en az çalışan sayısına ilave olarak istihdam edilenlerden 1/12/2020 tarihinden itibaren işe başlatılıp ücretsiz izne ayrılanlara 2020 yılı Nisan ayında uygulamaya başlanılan nakdi ücret desteği uygulaması ile benzer esaslar çerçevesinde nakdi ücret desteği ödenmektedir.
Ücretsiz izne ayrılan işçiler için nakdi ücret desteğine hak kazanma koşulları
İşçinin;
- 17/4/2020 tarihi itibarıyla iş sözleşmesinin bulunduğu işveren tarafından 4857 sayılı Kanunun geçici 10’uncu maddesi uyarınca ücretsiz izne ayrılmak,
- Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmamak,
- Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak,
- İşsizlik sigortası kapsamında çalışıyor olmak,
Koşullarını birlikte taşıması gerekir.
İşsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçiler için nakdi ücret desteğine hak kazanma koşulları;
- 15/3/2020 tarihinden sonra 4447 sayılı Kanunun 51’inci maddesi kapsamında iş sözleşmesi feshedilmiş olmak,
- Hak etme koşullarını taşımama nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlanamamak,
- Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak.
Koşullarını birlikte taşıması gerekir.
Ayrıca; 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 27 ve 28’inci maddelerinde yer alan destek uygulamaları kapsamında; 1/1/2019-17/4/2020 aralığında 4857 sayılı Kanunun 25/(II) numaralı bendinde belirtilen sebepler dışında hizmet akdi sona erenler ile özel sektör işyerlerinde 2019/Ocak ile 2020/Nisan dönemlerinde en az çalışan sayısına ilave olarak istihdam edilenlerden 1/12/2020 tarihinden itibaren işe başlatılıp ücretsiz izne ayrılanlara ödenecek nakdi ücret desteği bakımından;
- SGK’ya 1/10/2020 döneminde bildirim yapılmamış olması,
- Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaması,
- Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almaması,
- Yabancı olmaması,
- İşsizlik sigortası kapsamında çalışıyor olması,
Koşullarını birlikte taşıması gerekir.
2021 Nisan ve Mayıs aylarında ücretsiz izne ayrılan işçiler için nakdi ücret desteğine hak kazanma koşulları ise;
- Mart 2021 itibarıyla iş sözleşmesinin bulunduğu ve başvuru anında ana faaliyet kodu olarak 56 kodunda faaliyet gösteren işverenleri ile 61.90.05, 85.51.03, 93.11.01, 93.12.07, 93.13.01, 93.19.05, 93.21.01, 93.29.02, 93.29.03, 96.02.01, 96.04.01, 96.04.02 veya 96.04.03 kodlarında işverenleri tarafından 4857 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi uyarınca ücretsiz izne ayrılmak,
- Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmamak,
- Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak,
- SGK’ya 01, 04, 05, 06, 12, 14, 20, 29, 32, 35, 39, 52, 53, 54 veya 55 nolu belge türlerinden bildirilmiş olmak,
Koşullarını birlikte taşıması gerekir.
Ücretsiz izne ayrılan işçilerle ilgili yapılacak ödemeler ise 06.04.2020 tarihli ve 7244 sayılı “Yeni Koronavirüs Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 7’nci maddesiyle 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen geçici 24’üncü maddeyle belirlenmiş, buna göre herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak kaydıyla ve 4857 sayılı Kanunun geçici 10’uncu maddesinde yer alan fesih yapılamayacak süreyi geçmemek üzere, bu süre içinde ücretsiz izinde bulundukları veya işsiz kaldıkları süre kadar, İşsizlik Fonundan 2020 yılı için günlük 39,24 TL (2021 yılı için Mart ayına kadar 47,70 TL) nakdi ücret desteği sağlanmıştır. Bilahare yapılan düzenlemeyle de nakdi ücret desteği ödeme tutarları, 2021 Nisan ayı ve sonrası için günlük 50 TL olarak uygulanmış ve bu aydan sonra yapılan ödemelerden damga vergisi dâhil herhangi bir kesinti yapılmamıştır.
4-Normalleşme Teşviki
Yeni koronavirüs (Covid-19) salgınının ülkemizde yaratmış olduğu olumsuz etkilerin azaltılması amacıyla alınan ekonomik tedbirler kapsamında 28.07.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7252 sayılı “Dijital Mecralar Komisyonu Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 4’üncü maddesi ile 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen Geçici 26’ncı maddeyle işgücü piyasasında normalleşmenin hızlandırılması amacıyla salgın kaynaklı zorlayıcı sebebe bağlı olarak özel sektör işyerlerinde kısa çalışma ödeneğinden ve nakdi ücret desteğinden yararlananların haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesi halinde, Normalleşme Desteği adı altında sosyal güvenlik primlerinin sigortalı ve işveren paylarının tamamının üç ay süreyle İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacağı düzenlenmiştir.
Söz konusu prim desteğinden yararlanılabilmesi için;
- 4447 sayılı Kanunun Geçici 23’üncü maddesi kapsamında 01/07/2020 tarihinden önce kısa çalışma başvurusunda bulunan özel sektör işyerlerinde kısa çalışma ödeneğinden yararlanan sigortalıların işyerindeki kısa çalışmasının sona ererek aynı işyerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönmeleri,
- 4447 sayılı Kanunun Geçici 24’üncü maddesi kapsamında 01/07/2020 tarihinden önce başvuruda bulunarak nakdi ücret desteğinden yararlanılması ve nakdi ücret desteğinden yararlanan sigortalı için haftalık normal çalışma süresine dönülmesi,
Gerekmektedir.[4]
Destek tutarı ise, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 82’nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamıdır. Destek tutarı, her ay bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilecektir.
5-30 Haziran 2021 Tarihinden Sonra Neler Değişti
1 Temmuz itibarıyla;
- Covid-19 salgınıyla bağlantılı kısa çalışma ödeneğine hak kazanma koşullarındaki iyileştirme,
- İşvereni tarafından ücretsiz izne çıkartılan, kısa çalışma ödeneğinden ve işsizlik maaşından yararlanamayanlara ödenen nakdi ücret desteği,
- Çalışanı işten çıkarma yasağı ya da bir başka isimle fesih yasağı,
- Normalleşme (prim) desteği,
Son bulmuştur.
Ayrıca esnaf ve sanatkarların Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinden ve Halk Bankasından kullandıkları kredilerin taksit ödemeleri de 1 Temmuz 2021 itibarıyla başlamıştır.
Bu tarihten sonra kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmek için işsizlik ödeneği alınabilmesi için gereken şartlara sahip olunması gerekecektir. Diğer bir ifade ile “dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebep” kapsamında değerlendirilen Covid-19 salgınına bağlı olarak talep edilen kısa çalışma ödeneği, kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödenmiş olması yerine;
- Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olmak,
- Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
Şartlarını taşımak gerekecektir.
1 Temmuz 2021 itibarıyla, salgın sebebiyle ortaya çıkan kısa çalışma dönemi bittikten sonra çalışanlar normal mesailerine dönebilecek ve bu durumda haftalık 45 saatlik yasal çalışma süresi uygulanacak, maaşlar işverenler tarafından tam olarak ödenecektir.
Diğer yandan işverenin tek taraflı ücretsiz izne çıkarma hakkı olmayacak ancak ücretsiz izne çıkılması halinde herhangi bir ödeme (nakdi ücret desteği) söz konusu olmayacaktır. Aynı zamanda işten çıkarma yasağı da kalkacağından bundan önce olduğu gibi işveren tarafından işten çıkarmalar serbest olacaktır.
Bu noktada en önemli ve etkisi hissedilecek olan husus şüphesiz fesih yasağının kalkmasıdır. Yaklaşık 1 yıldır işyerleri kapalı olan, halen yarı kapasitede çalışan ve bu süreçte sabit maliyetleri devam eden işyerleri için bu destek ve teşviklerin kalkması halinde mevcut işçileri azaltmadan yoluna devam etmeleri kolay görünmemektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), Nisan 2021 dönemine ilişkin iş gücü istatistiklerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı, Nisanda bir önceki aya göre 275 bin kişi artarak 4 milyon 511 bin kişi olduğu, işsizlik oranının ise 0,9 puanlık artışla yüzde 13,9 seviyesinde gerçekleştiği, tarım dışı işsizlik oranının Nisanda bir önceki aya göre 1,3 puan yükselerek yüzde 16,2 olarak hesaplandığı açıklanmıştır. TÜİK’in bir başka verisine göre de işsizlik oranı 2021 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 0,1 puan azalarak % 13,5 seviyesinde gerçekleşmiş ve işsiz sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 89 bin kişi artarak 4 milyon 277 bin kişi olmuştur.
TÜİK verilerine göre fesih yasağının olduğu bir dönemde bir önceki aya oranla işsizliğin arttığı dikkate alındığında 30 Haziran 2021 sonrası işsizlik rakamlarının yukarıda doğru tırmanacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Ülkemizdeki 2020 yılının ilk çeyreğinde bir önceki döneme göre işsizlik oranının düşmesinde de işten çıkarma yasağının etkili olduğu söylenebilecektir.
OECD verilerine göre de bütün dünyada salgın kaynaklı olarak işgücü rakamlarında bir gerileme olmuştur. Ülkemizde de uygulanan bazı yasak ve teşviklerle işçi çıkarmalarının önüne geçilmeye çalışılsa da aşağı yönlü değişme engellenememiştir. Bu süreçte geçici bir süre düşüş engellenmiş ancak artış sağlanamamıştır. Diğer bir ifadeyle kağıt üzerinde işçi/çalışan olarak gözükmekle birlikte bu kişilerin fiilen istihdam artışına bir katkısı olmamıştır. Hatta ücretsiz izne ayrılan işçilerin yasakların kalkması halinde işlerine son verilecek ilk kişiler olması muhtemeldir.
İŞKUR verilerine göre ise 2021 Mayıs ayı itibariyle 1.176.817 kişi kısa çalışma ödemesinden faydalanmıştır. 2021 Mayıs ayında önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte 996.727 kişi 1.352.951.947 TL nakdi ücret desteğinden yararlanmıştır. Diğer bir ifade ile bu kadar kişinin işyeri sürekli veya kısmi olarak kapalı kalmıştır.
Diğer yandan esnaf ve sanatkarların ESKK Kooperatiflerinden ve Halk Bankasından aldıkları düşük faizli kredilerinin taksit ödemeleri yapılandırılarak ötelenmiş olmakla birlikte bu kredilerin taksit ödemelerinin de Temmuz 2021 ayında başlayacak olması bu kesim açısından durumu daha da zorlaştıracaktır. Esnaf ve sanatkar bir yandan eski iş kapasitesine ulaşmaya çalışırken bir yandan da biriken borçlarını ödemekle uğraşacaktır.
Yeni dönemde özellikle hizmet sektöründe ortaya çıkan paket servis, online ticaret vs. gibi yeni alışkanlıkların, işyerlerinde çalışanların sayılarında azalma yönünde doğrudan bir etki yapacağı tahmin edilmektedir. Toplumun eski normale dönmesi de zaman alacak ve bu zaman içinde kısa vadede işyerlerinin eski kazançlarını sağlaması kolay olmayacaktır. İşten çıkarma (fesih) yasağının kalkmasıyla birlikte ciddi istihdam kaybı ve çok daha yüksek işsizlik rakamlarının ortaya çıkması da yüksek ihtimaldir. Bu nedenle işçi çıkarmalarının önüne geçilebilmesi için nakdi ücret desteği, prim teşviki vs. desteklerin bir süre daha devam etmesinde fayda bulunduğu gibi esnaf ve sanatkarların kullanmış oldukları kredilerin faizsiz veya çok düşük faizle yeniden yapılandırılması hususu öncelikli olarak ele alınması gerektiği değerlendirilmektedir.
[1] https://www.iskur.gov.tr/is-arayan/issizlik-sigortasi/issizlik-odenegi/
[2] 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle son fıkrada yer alan 31/12/2020” ibaresi “30/6/2021” şeklinde değiştirilmiştir.
[3] https://www.iskur.gov.tr/is-arayan/issizlik-sigortasi/nakdi-ucret-destegi/
[4] http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/ana-sayfa/footerlink/normallesme_destegi