İnsan olarak bizleri yaşatmak ve sağlıklı yaşamamız için çalışan Tıp İnsanlarımız Doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın Tıp Bayramını kutluyoruz.
Ülkemizin işgaline karşı Ulusal Bağımsızlık temelinde gösterdikleri tepkiyle ilk Tıp Bayramını (14 Mart 1919) hocalarıyla beraber kutlayan Tıp Fakültesi öğrencilerini, Son bir yıldır Covit 19 salgınına karşı olağanüstü bir çaba ve özveriyle mücadele eden ve bu uğurda yaşamlarını yitiren Doktorlarımızı ve Sağlık Çalışanlarımızı…
Saygıyla ve minnetle selamlıyoruz.
Sosyal Kalkınma Masası Sağlık Çalışma Gurubumuzun üyeleri Prof. Dr. Mehmet Nur Altınörs ve Dr. Şahin Özdemir’in görüşlerini bilgilerinize sunuyoruz.
Enis Tütüncü
Ortak Akıl Politika Geliştirme Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. Mehmet Nur Altınörs
Uygarlığın beşiği olarak bilinen coğrafyalardan birisi olan Anadolu tıp bilimi konusunda da zengin bir geçmişe sahiptir. Samsun İkiztepe ve Kültepe’de gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda, erken bronz çağ ve bronz çağda, kafatasında cerrahi işlemler yapıldığını kanıtlayan bulgulara rastlanmıştır. Türklerin 11. yüzyılın başında Anadoluya gelip yerleşik düzene geçmesiyle birlikte ilk olarak 1090’lı yıllarda Niksar’da bir sağlık tesisi olarak Yağıbasan Külliyesi kurulmuştur. İkinci kuruluş Mardindeki Artukoğlu Necmeddin İlgazi Maristanıdır. 1385 Amasya doğumlu Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun “Cerrâhiyyetü’l-Hâniyye” kitabı dünyaca ünlüdür.
Günümüz anlayışıyla ilk Tıp Okulu Sultan II. Mahmut tarafından 14 Mart 1827 tarihinde “Tıbhane-i Amire Cerrahane-i Amire” ismiyle Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacı Konağı’nda açılmıştır. Okulun ismi daha sonra “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane” olarak değiştirilmişitir.
Tıbbiye 3.sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın liderliğinde tıp öğrencilerinin 14 Mart 1919’da İstanbul’da İngiliz işgaline karşı giriştikleri protesto eylemi Tıp bayramının başlangıcı olarak kabul edilir. Mektebi Tıbbiye 1933 yılında İstanbul Üniversitesi bünyesine katılmıştır.
Cumhuriyet döneminde sağlık konusunda bir çok başarılara imza atılmıştır. Bulaşıcı, salgın hastalıkların eradikasyonunda sağlanan büyük gelişmeler ve bu konuda Hıfzısıhha kurumunun önemli katkısını özellikle vurgulamak gerekir. Genç Cumhuriyet 1924’de Ankara, Sivas, Diyarbakır, Erzurum, 1936’da Haydarpaşa, 1946’da Trabzon Numune hastanelerini hizmete açmıştır. Bu dönemde,12 Mayıs günü Tıp Bayramı olarak kabul edilmiştir.
Ülkemizin ikinci Tıp Fakültesi olan Ankara Tıp Fakültesinin kuruluşu 1945 yılında tamamlanmış ve bir yıl sonra Ankara Üniversitesi resmen kurulmuştur. 1976 ‘da ise 14 Mart’ın Tıp Bayramı ve bu günü içeren haftanın Tıp haftası olarak kutlanması kabul edilmiştir. Bu haftada yapılan değişik etkinlikler ve kutlamalar sektörde çalışanlara motivasyon sağlamasının yanısıra, ülkemizin sağlık hizmetleri ve Tıp eğitimi konusundaki sorunlarının ele alınması, çözüm önerileri getirilmesi için bir olanak yaratması bakımından da önem kazanmıştır.
Dr. Şahin ÖZDEMİR
TIP BAYRAMINDAN DAHA ÇOĞUDUR 14 MART…
Pandemi ile tüm dünya da mücadele edilirken bu mücadelenin kahramanı hekimler ve sağlıkçıların ülkemizde ki ilk savaşı değildir bu …
Çanakkale savaşın da İngilizlere karşı yapılan savaşta arkadaşlarının büyük kısmını kaybeden Mektebi Tıbbiyeyi Şahane öğrencilerinin 1918 de İstanbul’un İngilizler tarafından ellerini kollarını sallayarak yapılan işgalini kolay kolay kabul etmeyecekleri ortada idi…
İstanbul da işgale karşı oluşan ve giderek artan hava elbette Tıbbiyelileri de derinden etkiliyordu …Tam da bu zaman da aralarından Hikmet adındaki 3. Sınıf öğrencisi Hikmet ne yapalım da bu işgale karşı duruşumuzu gösterelim mücadelemizi arttıralım diye planlar yapıyorlardı.
Osmanlı da hekimlik mesleğinin bilimsel anlamda kurulup gelişmesin de pek çok diğer meslekler de olduğu gibi askeriye içinde gelişmiştir. Tıbbiye yi ilk kurmak isteyen 3.Selim anatominin, Kadavra çalışmasının günah sayıldığı için Müslümanların değil Rum’ların Tıp fakültesi kurmasına izin verebilmiş.
Daha sonra 2. Mahmut yenilikçi hareketlerinin içine Tıp fakültesini de katarak hekim başı Mustafa Behçet Efendi’nin de katkılarıyla batılı anlamda ilk tıp mektebi olan, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağı’nda 14 Mart 1827 de tıp ilk TIP FAKÜLTESİ KURULMUŞTUR.
Giderek gelişen Tıp Fakültesi önce Sarayburnu’na sonra Galatasaray a taşınıp Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane adını almıştır. Artık askeri ve sivil hekimler burada Fransızca olarak eğitim görmektedir. Daha sonra Sirkeci deki kışlaya tasınmış ve nihayetin de 1867 yılında Haydarpaşa‘daki bina tamamlanmış ve oraya taşınarak DARULFUNUN TIP FAKULTESİ OLMUSTUR.
Bu bina Osmanlının o dönemdeki tüm savaşların da çok önemli sağlık hizmeti verirken 1915 girişli tüm öğrenciler dahil 346 öğrencisi şehit olduğu için 1921 de mezun verememiştir.
Aynı dönem de ülkemizin her yerin de çocuk denilecek yaşta çok sayıda şehidin yanın da Galatasaray ve İstanbul Erkek lisesi de mezun verememiştir.
Bu ortam da tıp fakültesi, öğrencileri Tıbbiyeli Hikmet önderliğinde işgale karşı çıkmak istemişler 14 MART 1827 TIP FAKÜLTESİNİN KURULUŞ Yıl dönümü kutlamak bahanesi ile Beyazıt’taki Darülfunun’da bir konferans düzenlemek için hocalarının da desteği ile İngilizlerden izin almışlardır.
Bu törene dönemim hocalarından Dr. Paşa, Dr. Besim Ömer Paşa, Dr. Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin ünlü hocaları da katılmıştır. Konuşmalarda işgalden korkmadıkları belirtilmiştir ve HAYDARPAŞA ASKERİ HASTANESİNİN kulelerinin arasına bayrak asmışlardır.
Yani Ülkemizin işgaline karşı 14 Mart 1019 da yapılan bu kutlama sadece bir Tıp fakülte si kuruluş yıldönümü değildir.
Buna öncülük yapan TIBBİYELİ HİKMET ise önce Sivas kongresine katılıyor ve Atatürk’e biz tıbbiyeliler Manda ya karsıyız siz vazgeçseniz de biz mandayı kabul etmeyeceğiz diyerek tavrını net olarak ortaya koyup, Sonrasında Kurtuluş savası için çok sayıda arkadaşı ve tıbbi malzeme ile Anadolu’ya geçiyor. İzmir kurtarılırken ilk birlik içinde yer alan sonra okulunu bitirmek için İstanbul’a giderek okulunu bitirir ve Anadolu da hekimlik yaparken. Hepimizin tanıdığı ORHAN BORAN doğar.
1933’de “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane” İstanbul Üniversitesi’ne dahil olmuş. Peşinden de 1945’te Ankara Tıp Fakültesi, 1954’te Ege Tıp Fakültesi kurulmuştur. Günümüzde ise yeterli sağlık çalışanı ve hocası olmayan çok sayıda tıp fakültesi kurulmuştur.
Günümüze gelirken “14 Mart “ sadece balo eğlence düzenlenen bir bayram değil toplumun temel sorunu haline gelen anne-bebek ölümü, aşılama, işçi sağlığı meslek hastalıkları vb pek çok konunun tartışılıp çözümlerin üretildiği bir hafta olarak kutlanmaktadır.
“14 MART”SADECE TIP BAYRAMI DEĞİLDİR,TOPLUMA KARŞI SUÇ İŞLEYENLER LE HEKİMLERİN MÜCADELE GÜNÜDÜR.
Yani ülkemizi silahlarıyla işgal edenlere nasıl karşı çıkıldı ise COVİT 19 a karsı savasın en önünde olan ve bu güne kadar toplam 387 çalışanını kaybeden sağlık çalışanlarının TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN…