Ülkemizin kalkınmasında yerli üretimin ne kadar önemli olduğu konusunda genel bir fikir birliği olmasına karşın yıllardır sadece teşvik bazında yapılan desteklerin beklenen sonucu vermediğini gördük. Bu konuyla ilgili olarak daha önceki yazılarımızda bu tür desteklerin sonlandırılarak katma değer yaratacak ürün bazlı çalışmalara destek verilmesinin daha etkin olacağını irdelemiştik. Bunun o kadar da zor olmaması gerek diye düşünüyorum. Belli bir ürün gamı çerçevesinde çalışma yapabilecek şirketlerimizin güç birliği ile hedeflenen ürüne erişmek hem maliyet hem de zaman açısından ilave kazanç sağlayacaktır. Ortaya çıkacak ürünün öncelikle milli ekonomimizde kullanılarak test edilmesi ve rekabetçi ortama hazırlanması önemli bir husustur. Çünkü ancak ürüne güven duyulması halinde sürdürülebilir ihracat kanalları açılabilir.
Şimdiye kadar devletin kısıtlı kaynaklarından aktarılarak verilen teşviklerin büyük çoğunluğunun boşa gitmesi sizleri üzmüyor mu? Ortaya çıkan bazı ürünlerin satış ve pazarlama aşamasında şirketlerin gerek maddi gerekse işgücü eksiklikleri nedeniyle pazara ulaşamadıklarını da görüyoruz. Bu ürünlere ihtiyaç duyan şirketler de doğal olarak hizmetlerini hızlı bir şekilde sağlamak üzere yurtdışı pazarlara yöneliyorlar ki bunu da son derece normal bir seçim olarak görüyorum. Yani “vardı da biz mi kullanmıyoruz’’ gibi haklı gerekçeleri var.
Diğer taraftan mobil telekomünikasyom işletmecilerine yönelik olarak geçen yıllarda masa başında altı doldurulmaksızın getirilen yerli ürün kullanma zorunluluğunda hedeflenen oranlara erişme imkanı hiç olmadı. Sürekli cezai müeyyidelerle zorlamalar yapılsa da olmayacak duaya amin demek gibi bir durumla karşılaştık. Bu tür uygulama tercihlerinden ders almaksızın yine aynı hatalarla devam ediyoruz. Hedef koyarak, cezai yükümlülükler getirerek, her şeyi yatırımcı ve işletmecinin sırtına yükleyerek bir sonuca erişmenin mümkün olmadığını neden anlamıyoruz? Öngörülebilir bir plan ortaya koymadan siyasi söylemlerle bir yere varılamayacağını neden düşünmüyoruz?
‘’Ekonomide kurtuluş savaşı’’ adı altında daha çok üretim, daha çok istihdam, daha çok ihracat ve döviz geliri hedeflenerek döviz fiyatlarının düşürülmesi suretiyle enflasyonun kontrol altına alınması planlanıyor.Çok güzel bir hedef .Peki bunun gerçekleştirilmesi ile ilgili olarak bir yol haritamız var mı? Sürecin birbirine bağlı pek çok aşamadan oluştuğunu öngörmeden, ciddi ve iç tutarlılığı olan bir kalkınma planı oluşturulmadan yola çıkmanın riskleri yeterince değerlendiriliyor mu? Yatırımcı öncelikle yol haritasında devletin yanında olduğunu bilmenin yanı sıra öngörülebilir bir süreç yönetimini de görmek ister. Bu ön koşullar oluşmadan elini kolay kolay taşın altına koymaz.
Ekonomimizden henüz milyar dolarlık birkaç unicorn çıkaramamışken ve sürekli ilk 500 firma sıralamasına odaklanmışken bu nasıl olacak? Ayrıca bir ekonominin sağlıklı olabilmesi için birkaç şirketin binlerce kişiyi çalıştırması mı hedef olmalı yoksa binlerce küçük işletmenin aynı anda ekonomiye katkı vermesi mi tercih edilmeli? Bunu bilmek için alim olmaya da gerek yok. Gelişmiş ülke ekonomilerine baktığımızda toplam gelirin, üretimin, istihdamın, ihracatın büyük bölümünün Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) faaliyetlerinden elde edildiğini görüyoruz. Ayrıca KOBİ’lere göre sayıları az da olsa lokomotif görevi yapan büyük şirketlerin de buna destek verdiğini görüyoruz.
Bir ülkenin kalkınma sürecinde üretime dayalı bir ekonomik model ile süreklilik sağlanabilir. Gelişmiş ülke ekonomilerine baktığımızda, bunun büyük şirketlerin daha da büyümesiyle değil, tabandaki yani KOBİ’lerin büyümesiyle ve rekabetçi olmasıyla gerçekleştiğini görüyoruz.
Peki biz KOBİ’lerin etkisini artırmak üzere ne yapıyoruz? Öncelikle bunların geleneksel üretim tarzının günümüzde bir ağırlığının kalmaması nedeniyle, dijital dönüşümle tanışmaları ve hızlı bir şekilde üretim şekilllerinin dönüştürülmesi bir zorunluluk. Evet biz de bunu biliyoruz ama bu şirketlerin bu işlere ayırabileceği maddi ve işgücü kaynağını kim sağlayacak dediğinizi duyar gibi oluyorum. İşte devlet burada devreye girmeli. Bu şirketlerin ihtiyaç duyacakları teknolojik çözümlerden haberdar olmaları, çalışma alanlarına yönelik teknoloji tedarikçileri ile bunları karşılaştırarak eğitim vs. gibi desteklerin de verilebileceği bir modelin hayata geçirilmesi gerekir. Herkesin elini taşın altına koyabileceği bir iklim ancak böyle oluşabilir. AR-GE yapan KOBİ’lere teşvik ve desteğin verilmesi ile bu şirketlerin rekabet edebilecek seviyelere gelmeleri ve ürünlerini hem iç hem de dış pazarlarda başarılı şekilde pazarlamaları sağlanabilir.
Yani elimizde un, şeker var; iş helva yapmaya kalıyor. Mevcut durumda KOBİ’ler dijital dönüşümlerini bu işe yönelik olarak yeterli elemanlarının bulunmaması gibi gerekçelerle tek başlarına gerçekleştirememekte, bunun için dışarıdan ürün veya hizmet satın almaktadırlar. Diğer taraftan da bu ihtiyaçları karşılamak üzere birçok teknoloji tedarikçisi tarafından ürün ve hizmet geliştirilmekte, söz konusu ürün ve hizmetlerin KOBİ’lere ulaşmasını sağlamak için tanıtım ve pazarlama çalışmaları yürütülmekte ve KOBİ’lere ulaşmaya çalışılmaktadır. Tabii ki bu durum pek çok ürün arasından hangisinin kendilerine uygun olduğuna karar vermek durumunda olan KOBİ’leri kararsızlığa itmekte, dijital dönüşümlerini tamamlayamamalarına yol açmaktadır.
Bu konuda her şeyi devletten beklemeyelim mottosuyla hareket eden bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Visa ile bir çalışma başlattı. Bu çalışmada dijital dönüşümü gerçekleştirmek isteyen KOBİ’lerin ihtiyaç duyacakları ürün ve hizmetlerin tek bir noktadan erişilebilir olmasını sağlamak, eğitim ve rehberlik hizmetlerini de sunmak amacıyla Akıllı KOBİ Platformu adlı bir platform oluşturuldu. www.akillikobi.org.tr adresinden erişilebilecek bu platformda ;
- Teknoloji tedarikçilerinin ürün ve hizmetleri, KOBİ’lerin dijital dönüşümlerine yönelik olarak karar almalarına yardımcı olacak şekilde sınıflandırılacak ve bir dijital çözümler sergi alanı oluşturulacak,
- Dijital dönüşüm konusunda eğitim içerikleri ile uzman görüş ve makaleleri yayınlanacak,
- KOBİ’leri dijital dönüşüm konusunda yönlendirecek etkinlikler gerçekleştirilecek
şekilde planlanmış.
Akıllı KOBİ platformu ile birlikte KOBİ’ler, burada yer alacak eğitim içerikleri ve uzman görüşleri ile dijital dönüşüm konusunda bilgilendirilerek dijital çözümler sergi alanı üzerinden ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetlere ulaşabilecek, teknoloji tedarikçileri ile iletişime geçebilecek, dijitalleşme konusunda olgunluk seviyesini ölçebilecekler.Ayrıca platform çerçevesinde gerçekleştirilecek etkinliklerle KOBİ’lerin dijital dönüşümlerini sağlamaları teşvik edilerek sonuç almaları sağlanacaktır..
Teknoloji tedarikçileri ise Akıllı KOBİ platformunda kendi işletmelerini tanıtabilecek, sınırsız sayıda ürün ve hizmetlerini kategori bazlı sergileyebilecek, KOBİ’ler ile doğrudan mesajlaşabilecek ve yayınlayacakları indirim kodları ile KOBİ’lerin ilgisini doğrudan ölçebileceklerdir.
TOBBİ ile Visa iş birliğinde hayata geçen bu platformda, ürünlerini ücretsiz olarak sergileyebilecek olan teknoloji tedarikçileri ,TOBB’un Türkiye’nin 81 ilinde faaliyet gösteren 1,5 Milyon işletme üyesine erişim imkanı bulacak, gerçekleştirilecek etkinlikler ve duyurularla milyonlarca kişiye ürün ve hizmetlerini ulaştırabileceklerdir.
Ürün ve hizmetlerini Akıllı KOBİ platformunda sergilemek isteyen teknoloji tedarikçileri platformun web sitesi olan http://www.akillikobi.org.tr adresindeki “Teknoloji Tedarikçisi Kayıt Formu” ile kayıt olabilecekler. Söz konusu forma http://www.akillkobi.org.tr adresinde “Teknoloji Tedarikçileri” kısmında “Forma Git” butonunu kullanarak erişilebilme imkanı da bulunmaktadır..
Akıllı Kobi Platformu iki faz halinde faaliyete geçirilecek olup, ilk fazında teknoloji tedarikçilerin KOBİ’lere yönelik ürün ve hizmetleri tespit edilerek sınıflandırılacak, ikinci fazında ise sınıflandırılan ürün ve hizmetler KOBİ’lerin erişimine sunulacaktır. 6 Mayıs 2021 tarihinde platformun ilk fazı başlatılmıştır. Teknoloji tedarikçilerinin ürün ve hizmetlerinin kayıtları tamamlandıktan sonra platform KOBİ’lerin kullanımına açılacaktır.
Platforma ilişkin olarak faaliyetlerine ve duyurulara http://www.akillikobi.org.tr adresinde “KOBİ’ler” kısmında yer alan e-posta bültenine kaydolarak veya akillikobiorgtr hesap adı ile Twitter, Facebook, Instagram ve Linkedin hesaplarından ulaşabilme imkanı da bulunmaktadır.
Umarım bu güzel projenin tüm paydaşlar nezdinde farkındalığı artırılarak ,teknoloji tedarik şirketleri ile KOBİ’lerimiz, ilgili devlet kurum ve kuruluşlarının desteğiyle ülkemiz ekonomisine katkı sağlama sürecinde başarılı olacaklardır.