Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile ilgili olarak 22 Şubat 2022 tarihinde Batı Ülkelerinin başlattığı yaptırımlar, Haziran 2022 ayı itibariyle 10 bin civarına erişmiş bulunmaktadır. Bu rakamın ne anlama geldiğini değerlendirmek için nükleer silah üretmemesi için İran’a 3616 adet, hemen bütün dünyanın dışladığı Kuzey Kore’ye 2077 adet ve nihayet Küba’ya 208 adet yaptırımın uygulandığını belirtmek faydalı olur kanısındayım. Kaldı ki savaşın devam etmesi halinde, Rusya’ya olan yaptırımların daha da çeşitlenerek artacağı uzmanlar tarafından ayrıca ifade edilmektedir.
Önce ABD, İngiltere ve AB tarafından başlatılan yaptırımlar, Rusya’nın işgali sürdürmesi ile AB üyesi olmayan diğer Avrupa ülkeleri, Kanada, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda gibi birçok ülke tarafından da benimsenmiştir.
Yaptırım konuları incelendiğinde, diplomasi, finans, enerji, ulaşım, teknoloji, ticaret, spor ve medya gibi hayatın hemen her konusunu kapsadığı görülmektedir.
Rusya’ya uygulanan başlıca yaptırımları; Rusya Merkez Bankası’nın 630 milyar dolarlık döviz rezervini kullanmasının önlenmesi, Rusya’nın (büyük bankalarının) uluslararası finans yapılanma sistemi olan Swift’ den çıkarılması faaliyetleri, AB’nin Rusya’dan doğal gaz alımına büyük ölçüde kısıtlama getirmesi, uluslar- arası batılı birçok büyük şirketin Rusya’yı terk etmesi olarak sıralayabiliriz.
Uygulanan yaptırımlara karşı Rusya’nın da bazı tedbirler ve karşı yaptırım kararları aldığını görüyoruz. Bunların bazılarını; sınır dışı edilen diplomatları için misillemede bulunmak, AB ülkelerine petrol ve doğalgazı ruble ile satmak, elinde devlet tahvili bulunduran yabancı yatırımcılara faiz ödemelerini yapmamak, 2022 sonuna kadar tarım, teknoloji, tıp ve otomobil sektöründe yer alan 200’den fazla ürünün ihracatını yasaklamak şeklinde sıralayabiliriz.
Gerek dördüncü ayına giren savaştan gerekse bu savaş gerekçe gösterilerek başlatılan yaptırımlardan Türkiye’nin oldukça olumsuz etkilendiği bir gerçektir. Ancak yukarıda kısa bir özeti verilen yaptırım ve karşı tedbirler mücadelesinin ayrıntılı olarak tespit edilip incelenmesi, Türkiye açısından aşağıda sıralanan iki nedenden dolayı önemli, hatta gereklidir:
1) Halen başta ABD’nin CAATSA Yaptırımları olmak üzere, açık/örtülü birçok ambargoya maruz kalan Türkiye, ileriki tarihlerde daha kapsamlı yaptırım ve ambargolarla karşılaşabilir. Örneğin Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege ve Suriye’de artan tansiyon, batı ülkeleri için yaptırımlara muhtemel gerekçeler olabilir. Bu nedenle Rusya’ya uygulanan yaptırımları ve bu ülkenin aldığı karşı tedbirleri bilmek, yaptırımların her iki taraf için olan etkilerini gözlemlemek, Türkiye için ucuz, kolay ama aynı zamanda çok değerli bilgi/tecrübe aktarımı olacaktır. Zira önümüzde bilimsel ve akıl dolu senaryoları olan adeta karşılıklı iki oyun (tiyatro) sahnelenmektedir.
2)Diğer taraftan hem yaptırımlar hem de alınan karşı tedbirler Türkiye’ye fırsatlar sunabilir. Örneğin AB, Rus demir-çelik ürünlerine kısıtlama getirmiş ise bu kapsamdaki Türk ürünlerinin AB pazarında rekabet gücü artabilir. Uluslararası bazı büyük şirketler Rusya pazarını terk ediyorsa, benzer ürünleri satan Türk şirketler Rus pazarına girebilir, girmiş olan şirketler pazar paylarını artırabilirler.
Rusya’ya uygulanan yaptırımları incelemek için öncelikle bir ekip oluşturmak gerekmektedir. Dışişleri Bakanlığı koordinatörlüğünde oluşturulacak bu ekibe diğer ilgili bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları katkı sağlayabilirler. Ayrıca seçilecek üniversitelerin uluslararası bölümlerinden Rusya ve Ukrayna konusunda çalışma yapmış/yapan öğretim üyelerinden istifade edilebilir. (Bazı üniversitelere Rusya’ya olan yaptırımların incelenmesi görev olarak da verilebilir) Rusya ve Ukrayna’da okuyan/okumuş, iş yapmış/iş yapan insanlardan da faydalanılabilir. Bu kapsamlı ekibin günlerce ve saatlerce bir mekânda toplanması gerekmediği gibi belli bir oryantasyondan sonra faaliyetler, ekibin sekretaryası kontrolünde ve büyük ölçüde elektronik ortamda yürütülebilir.
Kapsamlı bir ekip oluşturulduktan sonra bu konuda yapılacak ilk iş, Rusya’ya uygulanan yaptırımların tespit edilerek önceliklendirilmesi ve konusuna göre gruplandırılmasıdır. Bu tespit oldukça kolay yapılabilir. Zira ülkeler ve AB, NATO, uluslararası spor organizasyonları gibi gruplar hayata geçirecekleri yaptırımları önce yetkili organlarından geçirmekte, sonra da psikolojik baskı oluşturmak için gururla açıklamaktadırlar.
İncelemede ikinci aşama olarak yaptırımlara Rusya’nın tepkisi tespit edilebilir. Medyadan takip edildiği üzere Rusya, bazı yaptırımlara sessiz kalmakta, bazılarına da diplomatların sınır dışı edilmelerinde olduğu gibi aynısıyla (misliyle) cevap vermekte, bir kısım yaptırımlar için ise (konu ve dozaj olarak) değişik tepki göstermektedir.
İncelemenin üçüncü aşamasında , yaptırımların Rusya üzerindeki etkisini gözlemlemektir. Bir konudaki (örneğin ekonomik) yaptırımın etkisinin (ekonominin ötesinde) diğer konularda da (sosyal, psikolojik vb.) olabileceğinden hareketle, bu incelemenin, uzman kişiler denetiminde yapılmasında yarar bulunmaktadır. Diğer taraftan bu inceleme, yaptırıma başvuran ülkeler üzerinde de yapılabilir ve faydalı olur. Ancak bu tür incelemenin kapsamı değişik olacağından, bu makalenin konusu dışında tutulmuştur.
İncelemenin başından itibaren, iki husus hiç akıldan çıkarılmayacak şekilde sorgulanmalıdır. Bunlar:
Türkiye’ye olumsuz etkisi var mı?
Ülkemiz için bir fırsat yaratıyor mu?
Yaptırımların tespitinden itibaren, bu iki soruya “evet veya olabilir” cevabı veriliyorsa, konu hemen ayrıntılı inceleme için oluşturulan ekibin sekretaryası ile paylaşılmalıdır. Sekretaryanın incelemesinden “Ülkemiz için bir fırsat yaratıyor” sonucuna ulaşılması halinde, konu süratle ilgili sivil toplum örgütlerine (sanayi ve ticaret odaları, ihracatçılar birliği vb.) hatta büyük şirketlerimize bildirilebilir. İncelenen konuda ülkemizin alacağı bir karar ve/veya atacağı bir adım olması halinde, devletin karar organlarına iletilmelidir.
Son bir ay içerisinde fırsatlar konusunda bazı gelişmeler olmuştur. Bunlardan bazı örnekler aşağıda sunulmuştur:
Marks and Spencer Şirketi, politik olarak Rusya’dan çekilme kararı alır almaz Türk Fiba Holding, bu şirketin mağazaları devralmıştır.
Ayakkabı ve spor giyim konusunda uluslararası dev bir firma olan Reebok’ un Rusya’daki mağazalarını kapatması üzerine, Türk ayakkabı firması Flo , bu şirketin yerini almıştır.
IKEA’ nın sahibi olduğu Rusya’daki Ikano Bank’ın Rusya’dan çıkma kararı alması sonrası bu bankanın hisselerinin tamamı (%50’si zaten kendisinde olan) Hüsnü Özyeğin tarafından satın alınmıştır.
Bu şirket haberlerini okuyunca, insanın aklına “Şirketler zaten uygun gördükleri girişimleri yapıyorlarmış, bu konuyu incelemeye ne ihtiyaç var?” sorusu gelebilir. Bu soru en azından aşağıdaki gibi cevaplandırılabilir:
Bir şirket Rusya’ya uygulanan 10 bin yaptırımı bilemez,
Bilse bile yaptırımların muhtemel süresi, Rusya’daki etkisi, devletin bu konudaki teşvik uygulaması konularındaki bilgiler şirketler için altın değerinde olur.
İncelemede dördüncü aşama olarak, yaptırımların Türkiye’ye uyarlaması yapılabilir. Başka bir ifade ile bu yaptırım bize uygulansa idi durumumuz ne olurdu? Rusya bu yaptırıma şu şekilde karşılık verdi. Türkiye bu yaptırıma kendi ölçeği ve durumuna göre nasıl cevap verebilir.
Rusya’ya yaptırımlar konusunda dört aşamalı bu planın uygulanmasının ülkemiz için en azından değerli bir arşiv olacağını düşünüyor, bu konuda gerekli adımların bir an önce atılmasını umut ediyoruz.