1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Türk Harflerini Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”un kabul edilmesi ve 3 Kasım 1928 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile o zamana kadar kullanılan Arap harfleri yerine Latin harflerini esas alan “TÜRK ALFABESİ” kullanılmaya başlandı.
Bu sayede;
– Yetersiz ve Türkçe’ye uygun olmayan, okunup yazılması zor olan, halkın eğitiminin yapılamadığı Arap alfabesinden vazgeçilmiş, okunması-yazılması kolay olan Türk Alfabesi ile okuma yazma oranı hızla artmıştır. 1923 yılında okur yazar oranı %2,5 tur (Kadınlarda bu oran sadece %0,7 dir), Cumhuriyet ile bu oran artırılmaya başlanmış ama yine de Harf Devriminden önce 1927 deki okur yazar oranı %10,5 yapılabilmiştir. Harf Devriminden sonra ise bir atılım yapılarak 1935 te okur yazar oranı %20,4 e çıkartılmıştır.
– Dizgi işleri zor olan Arap alfabesi yerine kullanılmaya başlayan Türk alfabesi ile gazetecilik gelişmiştir.
– 5 kıtaya yayılmış, küresel bir dil haline gelmiş Latin alfabesinin ticaret dili olarak ta kullanılıyor olması nedeniyle, uluslararası ticaretin gelişimi hızlanmıştır.
– Kitap sayısı artmış, mezar taşlarını okuyamasa bile pek çok kitabı okuyabilen yeni nesil kuşaklar yetişmiş, Ulus devlet olmanın yolu açılmıştır.
– Güzel sanatlarda ve bilimde sıçrama yaşanmıştır.
1928 yılında yapılan Türk Harf Devrimi, dünyayı şaşırtmış, hayranlık içinde bırakmış, hatta bir yabancı gazete; “dünya tarihinde eşi emsali bulunmayan bir yenilik” olarak yazmıştır. Türk Alfabesi, dünya kültür mirasından daha fazla yararlanma alanı yaratığı gibi, çağdaş uygarlık ile bütünleşme yolunda önemli bir adım olmuştur.
Harf Devrimi, Türkçe üzerindeki 600 yıllık boyunduruğu kaldıran, Türkçeyi özgürleştirerek bizlere kimliğimizi anımsatan, okuma-yazmayı kolaylaştırıp birey olmanın yolunu açan, bilgisizlikten beslenen bir yapının tahakkümünü kıran, cehalet ile yapılan savaşta önemli bir adım, güçlü bir devrimdir, 94. yılı kutlu olsun !
ORTAK AKIL POLİTIKA GELİŞTİRME DERNEĞİ