Her çalışan insanın hedefinde emekliliği yaşayacağı yıllara ulaşmak vardır.
Okul yılları sonrasında başlayan çalışma yaşamının getirdiği yorgunluk ve yıpranmanın ardından,
İnsanın kendine, ailesi, evlatları, torunları ve arkadaşlarına zaman ayıracağı,
Dinleneceği, fırsat bulamadığı hobileriyle uğraşacağı, özlemlerini gidereceği,
Yaşamını sürdürebilmek için çalışmak zorunda olmadığı bir dönemdir, emeklilik.
Çalışırken maaşından kesilen ya da gelirinden ödediği primlerin karşılığında verilen emekli maaşı ile kira, su, elektrik, gaz gibi temel gereksinimlerini karşılayacak, beslenmek için gıda maddeleri alacak, sağlık hizmetlerine ulaşacak ve özlemlerini, hobilerini gerçekleştirecek.
Olması gereken emeklilik, işte böyle bir şey…
Bugün emeklilerin ülkemizdeki durumu böyle mi?
Kendisine mikrofon uzatılan emeklilerin bu soruya verdikleri yanıt, siyasi iktidarın emeklilere bakışını gösteriyor.
Sanki emekli olan, artık yaşamın dışında kalan bir insan.
Emekliye verilen maaş devlete ve bütçeye YÜK olarak görülüyor.
Türkiye’nin dününe imza atanlar bugün geleceklerine endişe ile bakıyorlar.
Kendilerine layık (!) görülen ve yaşatılan bu koşullara da itiraz ediyorlar.
*
On bir emekli gurubu bir araya geldiler ve ülkemizi yönetenlere seslendiler.
“İşçi, Memur ve Esnaf Emeklileri olarak,
Ülkemizin neredeyse tüm yapay taşınır ve taşınmaz varlıklarını bedensel ve zihinsel emekleriyle üretenler olarak, bugün ekonominin içine düşürüldüğü durum karşısında ülkemizin, Halkımızın, özellikle de emeği ile geçinen çalışanların ve biz Emeklilerin yaşamı ve geleceği açısından büyük bir üzüntü ve kaygı duymaktayız.
TÜİK tarafından açıklanan gerçeklerden uzak Ekim ayı enflasyon rakamları bile bu kötü gidişi saklayamamaktadır.
Ekim ayında Tüketici Fiyatlarındaki (TÜFE) aylık yüzde 2,39’luk artışla yıllık enflasyonun yüzde 19,89’a yükselmesi Halkımızın temel tüketim maddelerine bile ulaşamayışının nedenini göstermektedir.
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık yüzde 5,24, yıllık yüzde 46,31’e yükselerek TÜFE ile arasında yüzde 26,42 gibi büyük bir farkın oluşması, zorunlu tüketim maddelerinin her geçen gün daha da pahalanacağını göstermektedir.
Ülkemiz ekonomisinin ve Halkımızın içinde bulunduğu durumu daha gerçekçi bir şekilde ortaya koyan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre,
TÜFE Ekim ayında yüzde 6,90, yıllık ise yüzde 49,87 olmuştur.
Biz emeklilerin zorunlu harcamaları olan,
- Gıda ve içeceklerde yüzde 9,11,
- Kahvaltılıklarda yüzde 15,38
- Meyve ve sebzede yüzde 21,38
- İlaç ve muayene fiyatlarında yüzde 12,43 artış karşısında
Yıl içinde SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına temmuz ayında yapılan yüzde 8,45 zammın hiçbir geçerliliği kalmamıştır.
Açlık sınırının altında kalan emekli maaşlarımızla hiç de hak etmediğimiz yokluk ve yoksulluk koşullarında yaşamımızı sürdürme çabası içindeyiz.
Ayrıca elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 53,37, su temininde yüzde 32,40 maliyet artışının neredeyse her ay yapılan zamlarla yaşamımıza yansıması biz emeklileri ısınma, aydınlanma ve temizlik gibi en doğal insan hakkına bile sahip olamamakla karşı karşıya bırakmaktadır.
Böylesi hak etmediğimiz koşullarda yaşam mücadelesi veren emekliler olarak görüşülmeye başlanan 2022 yılı bütçesinde;
- Emekli Grupları olarak açıkladığımız (17.10.2021) bildirgede dile getirdiğimiz sorunlarımız ve çözüm önerilerimizin dikkate alınmasını,
- Yıl sonu itibariyle TÜİK verilerine göre yüzde 20’yi aşacak enflasyon artışı ile TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki yüzde 30’a ulaşan fark dikkate alındığında 2022 yılı emekli ve yaşlılık aylıklarına en az %50 oranında artış yapılmasını talep ediyoruz.
2021 yılı içinde açlık sınırının altında kalan aylıklarla yaşadığımız yokluğu önümüzdeki yıllarda da yaşamak istemiyoruz.
Biz emekliler bu isteklerimizle hiçbir kimseden bağış, yardım, iyilik ya da lütuf beklentisi içinde değiliz.
Emeklilik, 35-40 yıllık bir çalışmanın ve emeğin devamı niteliğinde ve yasalarda belirtilen sürelerde çalışmaya bağlı olarak elde edilen bir haktır.
Bizler, emekli olduğumuz zaman hiç kimseye muhtaç olmaksızın yaşamak için, çalıştığımız dönemlerde emeğimizle kazandığımız maaşlarımızdan ve gelirlerimizden kesilen ödentilerin karşılığını istiyoruz ve bekliyoruz.
Fabrikada, tarlada, dükkanda, kamuda ve özel sektörde ülkemize hizmet etmiş yurttaşlar olarak emeğimizin karşılığını istiyoruz ve bekliyoruz.
Unutulmasın ki, Herkes Bir Gün Emekli Olacaktır.
Unutulmasın ki, geçmişine sahip çıkmayanların geleceği de olamaz.
Cumhuriyetimizin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sözlerinin ülkemizi yönetenlere yol gösterici olmasını dileriz.
“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kudretiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.”
Kamuoyunun bilgisine, İlgililerin dikkatine sunarız.
*
Emekliler olarak hak ettiğimiz insanca bir yaşama ulaşabilmek için isteklerimiz:
- Yıl sonu itibariyle TÜİK verilerine göre yüzde 20’yi aşacak enflasyon artışı ile TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki yüzde 30’a ulaşan fark dikkate alındığında 2022 yılı emekli ve yaşlılık aylıklarına en az %50 oranında artış yapılmalıdır.
- Sosyal Güvenlik Sistemi gerçek anlamda bir reforma tabi tutulmalıdır. Bunun için tüm sosyal tarafların, siyasal partilerin, üniversitelerin ve konunun uzmanı kişi ve kuruluşların görüş, düşünce ve önerileri alınmalıdır.
- Tüm resmî belgeler bile emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği, adaletsizliği tescil etmektedir. Bu nedenle, Yaşlılık Aylığı Bağlama Oranları yeniden belirlenmelidir. Aylık Bağlama Oranı, en az %70 olmak üzere her tam hizmet yılı için %3 olarak hesaplanmalıdır.
- Kurum içi farklılıkları giderecek yasal değişiklik yapılmalı, aynı durumda olanlar arasındaki maaş farklılıkları giderilmelidir.
- Emeklilik ve yaşlılık aylığı bağlanmasında brüt Asgari Ücret taban aylığı alt sınırı olarak kabul edilmelidir.
- Emekli ve yaşlılık aylıklarının arttırılmasında Emeklilerin de milli gelirdeki artış oranında pay almalarına ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır. Bu kapsamda, güncelleme katsayısı yeniden tanımlanmalıdır.
- Tüm kamu ve özel sağlık kuruluşlarında tüm sağlık hizmetleri Emeklilere bedelsiz olarak sunulmalıdır.
- Emeklilikten sonra çalışmak zorunda olan Emeklilerden kesilen “sosyal güvenlik destek primi” kesintisine son verilmelidir.
- Emeklilerin bakmakla yükümlü olduğu bekar ve çalışmayan kız çocukları eskiden olduğu gibi anne ve babasının sosyal güvencesi altına alınmalıdır.
- Emeklilerin çalışmayan kız ve erkek çocukları için Genel Sağlık Sigortası ücretsiz olmalıdır.
- Emeklilerin, elektrik su, doğalgaz gibi zorunlu tüketim harcamaları, çıplak fiyatlar üzerinde faturalandırılmalı, vergi dahil hiçbir ek kalem ilave edilmemelidir.
- Emekliliğe yaklaşan çalışanlar için “emekliliğe hazırlık programları” planlanmalı; bu programlar kamu-özel sektör, akademi ve sivil toplum olmak üzere paydaş etkileşimi içinde sunulmalıdır.
- Yaş dostu çevreleri, mekanları tesis etmek ve yaş dostu hizmetleri sunmak üzere yerel yönetimlere yönelik uygulamalar planlanmalıdır.
- Yerel yönetimlerde yaşlı meclislerinin kurulması ve yaşlıların yönetime katılımının güçlendirilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Emeklilerin hayat deneyimlerini genç kuşaklara aktarabilecekleri, mesleki bilgi ve becerilerini birleştirerek toplumsal yarara dönüştürebilecekleri ortak girişimler desteklenmeli ve ortamlar sağlanmalıdır.
- Emekliler, kültür sanat etkinliklerine erişebilmeleri, seyahat özgürlüklerini kullanabilmeleri için indirimli bilet uygulaması kapsamına alınmalıdırlar.
- Emeklilerin sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkı yasal güvence altına alınmalıdır.
- Emeklilerin emeklilik öncesi üyesi bulundukları sendikalara ya da çalıştıkları iş kolundaki bir sendikaya üyelik ilişkilerini sürdürmeleri ve örgütlülüklerinin devamı doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Sendika üyesi olmaksızın emekli olanların çalıştıkları işkoluna ait bir sendikaya aynı koşullarda üye olabilmeleri sağlanmalıdır.
- Emekli ve yaşlılık aylıklarının ve diğer Sosyal Güvenlik Haklarının belirlenmesinde hükümet, Emekli Sendikalarıyla ve ilgili diğer sendikalarla toplu görüşme yürütmelidir, Emeklilere toplu pazarlık hakkı tanınmalıdır.
- Emeklilik için gerekli olan sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlamış ancak yasada belirtilen yaş koşuluna erişememeleri nedeniyle Emeklilikte yaşa takılan (EYT) pek çok yurttaşımızın “Sosyal devlet çıkarttığı yasalarla yurttaşını mağdur etmez” anlayışı doğrultusunda, emeklilik hakkını kazanmaları ve emeklilik maaşı almaları sağlanmalıdır.
- Emekli yaşını ve süresini doldurup, prim günü eksikliği nedeniyle Emekli olamayan ve emekli maaşı alamayan yurttaşlarımızın prim eksikliği “Sosyal Devlet” ilkesi gereği Devlet tarafından giderilerek Emeklilik haklarını kazanmaları sağlanmalıdır.”
İsmail TUTOĞLU
Tüm Emekliler Eşgüdüm Kurulu Dönem Sözcüsü
- Bağımsız Emekliler Grubu
- Bağımsız Emekliler Platformu
- Çağdaş Emekliler Grubu
- Emekli Grubu
- Emekliler Grubu
- Emekli Demokrat Öğretmenler Grubu
- Emeklerin Sesi Grubu
- Tüm Emekliler Bileşim Platformu
- Tüm Emekliler Dayanışma Ağı (TEDA)
- Türkiye Bağımsız Emekliler Platformu
- Türkiye Emekliler Platformu (TEP)