Ortak Akıl Politika Geliştirme

Devrimi başlatan bitirir: Yeniden Cumhuriyetçilik – Enis Tütüncü

Çünkü Atatürk, demokrasinin, esasen, Cumhuriyet’in bağrından doğacağına inanmış ve bu düşüncesini “Gerçek demokrasi ile bu memleketin kurtulabileceği inancında samimi olduğuma inanmanız ve bana güvenmeniz gerekir” sözüyle dile getirmiştir.

Yeniden Cumhuriyetçiliğin özü; gerçek parlamenter demokrasi, özgürlük ve eşitlik bütünlüğünde bir yaşam biçimi olmalıdır.

Çünkü Atatürk, demokrasinin, esasen, Cumhuriyet’in bağrından doğacağına inanmış ve bu düşüncesini “Gerçek demokrasi ile bu memleketin kurtulabileceği inancında samimi olduğuma inanmanız ve bana güvenmeniz gerekir” sözüyle dile getirmiştir.

Cumhuriyetçilik, bilindiği üzere, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin elinde olduğunun tescilidir. Millet’in egemenlik hakkı, 1919 Amasya Genelgesi ile kabul edilmiş ve Milli Mücadele’nin temel dayanağı olmuştur. Atatürk egemenlik hakkının, 1921 Anayasasına girmesini sağlayarak Cumhuriyet ilanını, bir anlamda, iki yıl öncesinden müjdelemiştir.

Bu açıdan Cumhuriyetin ilanı:

Çağdaş demokrasinin, güçlü parlamenter sistemin, eşitliğin ve özgürlüğün tarihsel temel taşıdır.

Toprağımız insanının tebaalıktan, cumhuriyetin eşit ve özgür yurttaşlığa taşınmasıdır.

Gerek yurttaşın, gerekse devletin her türlü vesayetten arındırılmasıdır.

Yeniden Cumhuriyetçilik: 

-Partili Başkanlık Hükümet Sistemini, Türkiye’nin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısı ile tarihsel parlamenter sistem birikimlerine aykırı bulur.  Bunun yerine; yürütme, yasama ve yargı erkleri arasında kurulmuş denge ve denetim mekanizmalarına dayanan  güçlü Parlamenter Sistemi savunur.  Bu sistemin, Atatürk Devrimleri ile Altı Ok bütünselliğinin  özünü oluşturan, “çağdaş uygarlık düzeyini aşma hedefinin” de temel koşulu olduğuna inanır.

-Türkiye Cumhuriyeti’nin; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak, Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu, tüm dünyaya yeniden ilan eder.

-Demokrasiyi, bir yaşam biçimi ve bir kültür olayı olarak görür. Bu nedenle sendikaları, meslek odalarını, tüketici koruma hareketlerini, okul aile birliklerini, yöresel güzelleştirme derneklerini, çevre kuruluşlarını, dayanışma toplulukları benzeri  tüm yurttaş beraberliklerini özendirir ve devletçe desteklenmesini sağlar.

-Toplumda “özgürce farklılaşıp tartışarak, uygarca uzlaşma yeteneklerini”, “farklı olanların birlikte yaşayabilme olanaklarını”, “karşıtların meşruiyeti anlayışlarını”, “hoşgörü ve sentez alışkanlıklarını” yaşamın tüm alanlarında sahiplenir.

Yeniden Cumhuriyetçiliğin özgürlük anlayışı:

-Düşünsel, toplumsal, dinsel ve bireysel özgürlüklerin tümünün bir bütünsellik içinde yaşama geçirilmesini esas alır. İnsanların farklılaşma özgürlüğünü, temel bir hak olarak, demokrasiye ve toplumsal saygı kurallarına uyulması koşuluyla, titizlikle korur. İnsanı, evrendeki en yüce varlık konumuna taşıyan, “yaratıcılık melekesinin” önündeki engellerin tümünü kaldırır.

-Kadın hakları, çocuk hakları, çevre hakkı ve hayvan haklarıyla güçlendirilmiş insanlığın tüm temel haklarını, her düzeyde ön planda tutar. Her düşüncenin konuşulabilmesini, yazılabilmesini ve örgütlenebilmesini öngörür. Sendikal, siyasal, dinsel özgürlükler ile örgütlenme özgürlüklerinin, çağdaş demokrasilerin doğal ölçüleri içinde kullanılmasının önünü açar.

Habere, kültüre, bilgiye istenildiği anda ulaşabilir olmayı, temel özgürlükler arasında görür. Bu özgürlüğü her yurttaşın, en azından kitle iletişim araçlarıyla, güvenli bir şekilde kullanmasını teminat altına alır.

Yeniden Cumhuriyetçiliğin eşitlik anlayışı:

-Herkesin Cumhuriyet’in eşit ve özgür yurttaşı olmasının bir gereği olarak, hem gelirlerin yaratılması hem de paylaşılması süreçlerinde sosyal adalet ve eşitlik kurallarının gözetilmesini zorunlu sayar. Bu çerçevede, sosyal sınıflar arasında olduğu kadar, bölgeler arasındaki eşitsizliklerin de giderilmesini savunur. Eğitimde fırsat eşitliği, çalışma yaşamı ve istihdamda ise yarışma özgürlüğü aynı bütünsellik içinde görür.

-Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinin eksik kalmış ve aksayan yönlerinin, ivedilikle giderilmesini savunur. Kadın haklarına, yalnızca hukuk ve ekonomi alanında değil, siyasete ve yönetime katılımda, hatta aile içindeki eşitlik gibi, yaşamın tüm evrelerinde sahip çıkar.

 

Enis Tütüncü

Sosyal Medya

Bizi takip edin, birlikte daha güçlüyüz...